Türkçe English

Baba ile İlişkilerle İlgili Sorular

Babasından 1 yıl Ayrılması Oğlumu Nasıl Etkiler?

Soru: Oğlumuz henüz 19 aylık. Şu sıralar yeni yeni “baba” demeye başladı ve babasıyla çok keyifli vakit geçiriyor. O işteyken resimlerini bana gösterip öpücükler veriyor. Bunları size an-latmamın nedeni, ayrı şehirlerde yaşama kararımızın oğlumu nasıl etkileyebileceğini merak et-mem. Boşanma gibi bir durum değil bahsettiğim. İş hayatıyla ilgili olarak ayrılmamız gereki-yor. Anneanne ve dedeyle yaşayacağız. Bu, 1 yıl sürecek. Acaba bu doğru bir karar mı? 1 sene daha ertelememiz daha mı doğru olur? Oğlumuzun psikolojisi bu durumda ne olur?

Yanıt: Ayrılık tabii ki zor, keşke olmasa. Ancak ülkemizde askerlik, mecburi hizmet gibi nedenlerle özellikle doktorlar çocuklarından, ailelerinden ayrı kalabiliyorlar. Hiç olmazsa ilk 1,5 sene içinde babasıyla birlikte olması, temel güvenin oluşmasının beklendiği yıllarda, annesi-nin yanında babasının da var olması koruyucu olmuş. Babası ile tanışmış. Tabii ki bu dönemde ayrı kalacak olması onun ve sizin için önemli bir stres etkeni. Ancak bu stres etkeninin onun için en düşük düzeyde sıkıntıya sebep olması için birtakım noktalara dikkat etmek iyi olacaktır. Örneğin, bu 1 yıllık ayrılık döneminde sık sık bir araya gelinebilir. Bir iki gün dahi olsa, ayda bir iki kez babasını görmesi sıkıntıyı hafifletici olacaktır. Öte yandan anneanne ve dedenin var-lığı koruyucu olabilir. Özellikle dedesinin onunla daha aktif zaman geçirmesi iyi olacaktır. Be-nim bilgilerim ve gözlemlerime göre, erkek çocuklarda babanın varlığı özellikle 3-5 yaş arasın-da ve ergenlik dönemlerinde daha kritik bir önem taşıyor. Bu nedenle bu dönemi ertelemekten-se daha erkenden atlatmak daha iyi olabilir. Öte yandan belki de en önemli unsurlardan birisi de ayrılık sürecine sizin verdiğiniz tepkiler. Sizin olumsuz etkilenmeniz ona doğrudan yansıyaca-ğından, keyfinizin ve sağlığınızın yerinde olması çok koruyucu olacaktır. Sayılı günler çabuk geçer.

Üvey Babanın Rolü Nedir?

Soru: İkinci kez evlendim, şu an 8 aylık evliyim ve 3 yaşında bir kızım var. Üvey babanın çocuğa kendisini kabul ettirmesi için nasıl davranması gerekir? Üvey babanın rolü nedir? İkinci evliliğimin bitmesini istemiyorum, nasıl davranmalıyım?

Yanıt: “Üvey ” veya “öz ”, ne olursa olsun bir “babanın” varlığı hayatı olumlu olarak etki-leyebilir. Bunun kriterlerini söylemek zor belki ama öncelikle “babanın” da bu ilişkiyi istemesi önemli. En önemli koruyucu faktörlerden birincisi, annenin davranışlarında gizli olabilir. Yani, anne bilerek veya farkında olmaksızın babaya “babalık” yapması konusunda yardımcı olabilirse babanın işi de kolaylaşacaktır. Annenin onu “desteklemesi”, ona “yardımcı olması”, “zorlayıcı olmaması”, “engel çıkarmaması”, “kendi çocuğuyla bir olup babaya karşı saf tutmamaya dikkat etmesi” çok önemli. Üvey babalıkta en önemli noktalardan biri “saygı” çerçevesini iyi kurmak. Yani üvey babaya “abi” diye hitap edilmemeli ya da baba kızına “fazlaca şakacı, sınırları gözet-meksizin yakın” olmamaya özen göstermeli. Bunlar yapıldığında, gerisi zaten zamanla, belli bir güven oluştuktan sonra şekillenecektir. Acele etmek belli bir doğallığı zedeleyebilir ve bu ilişki-den herkesin karşılıklı olarak alabileceği zevki azaltabilir.

Oğlum Bana (Babasına) Çok Düşkün...

Soru: Benim 2 yaşında bir oğlum var. Tek çocuğumuz. Benim sorunum aslında tam bir so-run mudur bilemiyorum ama oğlum bana aşırı şekilde düşkün. Deyim yerindeyse birçok çocuk “anne” diye ağlarken benim oğlum “baba” diye ağlıyor. Benim bulunduğum bir ortamda asla başka birisine, annesine bile ilgi göstermiyor. Tabii, ben de üstüne çok düşüyorum. Soruna ge-lince; oğlumun bana olan bu düşkünlüğü eşimle bazı sorunlar yaşamama neden oluyor. Oğlu-mun bu baba düşkünlüğünden dolayı kendisini istenmeyen anne ilan etti. Eşim çalışıyor ve hatta benden daha çok ilgileniyor çocuğumuzla ve oğlum annesini benden daha fazla görüyor. Ama eşimle bir aradayken çocuğum kesinlikle annesine ilgi göstermiyor. Bu konu hakkında değerli fikirlerinizi bekliyorum.

Yanıt: Bazı çocuklar belli dönemlerde anne ya da babalarına daha fazla düşkün olabilirler. Annelere düşkünlük küçük yaşta daha sık görülen bir şey olsa da aksi durum annenin yetersiz olduğu anlamına gelmez. Tabii bir de diğer bir bakış açısıyla, düşkünlük ve bağlılık karşılıklıdır ve genellikle çift taraflıdır. Küçük çocuklar söz konusu olduğunda bu durum özellikle böyledir. Yani sizin ona bağlılığınız, düşkünlüğünüz, belki onun sağlığı, iyiliğiyle ilgili kaygılarınız, benzer şekilde onda sizinle ilgili kaygıları tetikleyebilir. Sizin “iyilik halinizi”, yanında olmadı-ğınızda “ne durumda olduğunuzu” merak etmesi gibi bir bağlılık oluşabilir. Öte yandan, çocuk-ların anne babaları arasında ayrım yaptığı durumlarda en sık görülen etkenlerden biri, bir ebe-veynin diğerine göre daha toleranslı, daha yumuşak ve daha fazla ödül verici olmasıdır. Size tavsiyem anne ve baba olarak tutumlarınızı mümkün olduğunca benzer (tatlı ve sert) kılmanız ve bu ayrımı/tercihi, düşkünlüğü pekiştirmemeniz. Burada kilit noktalardan birisi de sizin güç-lü, sağlıklı ve kararlı görüntünüz. Yani sizin beden ve ruh sağlığınız hakkında onu kaygılandıracak davranışlar onun size daha fazla bağlanmasına yol açacaktır.

Babasının Kızımıza Karşı Öfke Patlamaları Oluyor...

Soru: Eşim son derece ilgili bir baba olmasına karşın sanıyorum hayatındaki diğer çatışma-lardan kaynaklanan birikimlerin de etkisiyle çocuk ağlamasına tahammülü çok düşük ve bu ne-denle 22 aylık kızımıza bağırabiliyor. Bazen “neden ağlıyorsun?” diye bağırıp çocuğu korkuta-rak daha çok ağlattıktan sonra bir de poposuna vurup öfkeyle hırsını alamamış bir şekilde oda-sından ayrılıyor. Bu arada çocuğun canını yakan bir sağlık probleminin ya da psikolojik bir sı-kıntısının olup olmadığı hiç önemli olmuyor. Birkaç dakika sonra belki bir sigara içip sakinle-şerek geliyor. O saldırgan hali gitmiş şefkat dolu bir halde gelip kızını kucağına alıyor ve sakin-leştirip uyutana kadar onunla beraber oluyor. Yani duygudurumu çok hızlı değişiyor. Bu ko-nuyla ilgili psikolojik yardım almaya başladık ama bu tip terapiler uzun sürüyor ve bu süre içinde çocukta kalıcı bir psikolojik problem oluşmasından korkuyorum. Konuyla ilgili görüşle-rinizi alabilir miyim?

Yanıt: Bu konuya dikkat ederek yardım almaya başlamanız çok önemli bir gelişme. Lütfen takiplerinizi ve varsa önerilen tedavileri aksatmayın. Çünkü bahsettiğiniz davranış tarzı, yani öfke ve anlaşılamayacak bir şiddete maruz kalma zaten başlı başına bir negatif yük. Nedenini bilmediği bir tepki, onda sadece “suçluluk” ve “özgüven eksikliği”, “intikam alma”, “öfke”, “korku”, “kaygı” gibi duyguları tetikleyecektir. Arkasından gelen öpücük, şefkat, sevgi gösteri-si, suçluluklar vs. de “olumlu bir davranış görmenin yolu, öncesinde olumsuz bir şey yaşamak olmalı, onu kızdırmak/üzmek olmalı” gibi bilinçdışı bir öğrenme sürecini tetikleyebilir. Bütün bunlar ileri yaşlarda tutarsız, dengesiz kişilik yapısının oluşumuna katkıda bulunabilir. (Tabii ki her şey babasının tutumu ile şekillenmeyecek ama katkısı olacağı şüphesiz.) O sebeple genel or-tamın, davranış örüntünüzün değişimi, yol gösterme ve değişim için fırsat olması açısından yar-dım almaya devam etmeniz iyi fikir.


Dr. Koray Karabekiroğlu


En iyi 1024x768 çözünürlükte görüntülenir... Türkçe Anasayfa English Home Page
Bu sitede yer alan yazıların her türlü yayın hakkı Dr. Koray Karabekiroğlu'na ait olup; kendisinden Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre yazılı izin alınmadan söz konusu yazıların herhangi bir bölümü veya tamamı iktibas edilemez veya herhangi bir usul ile çoğaltılamaz. Kaynak göstermek ve bilimsel kurallara riayet edilmek kaydı ile alıntı yapılması mümkündür.

Çocuk ve Hayat üzerine her şey için tıklayın

Web sitesi: Koray Karabekiroglu