Türkçe English

Okul öncesi yaşlardaki çocuklarda DEHB tedavisinde nelere dikkat edilir?

Okul öncesi dönemde DEHB tanısı koymak için genellikle acele edilmez. Çünkü okul öncesi dönemde yaşanan belirtilerin çoğu ortama (ör, ev ve aile içi ortam) özgü olabilir ya da gelişimsel olarak gözlenen bazı sorunlar (inatçılık, dürtüsellik, vb) zamanla normal düzeylere ulaşabilir.

Öte yandan, okul öncesi dönemde beyin gelişimi çok hızlı bir şekilde sürmektedir ve çocuğun davranış, duygulanım, dikkat ve benzeri psikiyatrik özellikleri günden güne çok farklı bir görüntü ortaya koyabilir. Bu nedenlerle çocukluk ve erişkinlikte kullanılan tanı sınıflandırma sistemleri erken çocukluk dönemi için uygun olmayabilir. 0-4 yaş döneminde kullanılan farklı psikiyatrik sınıflandırma sistemleri bulunmaktadır. DC:0-3R olarak kısaltılan bu sistemde DEHB yer almaz. Ancak DEHB belirtilerinin öncülleri sayılabilecek birçok psikiyatrik belirti kümesini içinde barındıran içdenetim bozukluğu(duyusal süreçleri ayarlama bozukluğu olarak da isimlendiriliyor) (regulatory disorder) bu sınıflandırmada yer almaktadır.

İçdenetim bozukluğunda tedavi yaklaşımı neleri içerir?

Öncelikli olarak farklı davranışlara karşı tutarlı bir yaklaşım planı hazırlanmalıdır. Bu plan bebeğin kendi kendini sakinleştirmesi, sorunlara çözüm üretmesi ve sıkıntıyla, istediğinin olmamasıyla mücadele edebilme becerisi kazanmasına yardım etmeye yönelik olmalıdır. Şu yöntemler uygulanabilir (DeGangi, 2000):

  • İlk olarak tıbbi sorunların olmadığı netleştirilmelidir (ör, gastroözofajeal reflü, idrar yolları enfeksiyonu, şiddetli alerjiler, vb.).

  • Gerginlik, sinirliliğe neden olabilecek duyusal hipersensitivite (aşırı duyarlılık) incelenir. Dokunsal hislere, çeşitli seslere, aşırı hareketliliğe hassasiyet oyun sırasında araştırılabilir. Hassas olduğu duyulara duyarsızlık geliştirmesini sağlayacak etkinlikler uygulanabilir (ör, ses duyarlılığı olan bir bebek için kendi kendine ses çıkarmasını sağlayacak oyunlar oynanabilir).

  • Bebeği aşırı uyarmaktan kaçının. Bazen aşırı duyarlı bebekleri rahatlatmak için ebeveynler ister istemez onları daha fazla uyarabilirler. Örneğin, daha fazla sallamak bebeğin sıkıntısını artırabilir. Bazen pijamasının, yatak çarşafının, yastığın dokusu rahatsız edicidir. Onu daha az rahatsız edecek bir kumaş sorunu önemli ölçüde ortadan kaldırabilir.

  • Hem bebeğin hem de ebeveynin daha rahat edeceği koşullar sağlanabilir. Örneğin, annenin de bebekle etkileşim içindeyken rahat edebileceği bir sandalye, ses ve ışık düzeni annenin bebekle daha sabırla iletişim kurmasına yardımcı olacaktır.

  • Bebeğe kendi kendini sakinleştirebilmeyi öğrenmesi için fırsatlar yaratın. Özellikle bebek 6-9 ay kadar olduğunda, bebek ağladığında 5-10 dakika kendi kendine bir çözüm bulması için beklenebilir. Bebeğin yanına kendini rahatlatmasını kolaylaştıracak nesneler (ör, oyuncak bebek, vb.) bırakılabilir. Kendi kendine rahatlayamadığı dönemlerde de onu sallamak yerine sakince kucaklamak ve beklemek tercih edilebilir. Bebek kendini rahatlatmayı öğrendikçe tekrar geri dönüş olmaması için ona öğrendiği yöntemleri uygulaması için fırsat vermeye devam etmek yerinde olacaktır.

  • Bebeğe bir aktiviteden diğerine geçişi öğrenmesi için yardımcı olun. Örneğin, farklı birkaç nesnenin bulunması (ör, oyuncak hayvan, oyuncak telefon, battaniye, vb.) ve annebabanın ufak ipuçlarıyla diğer nesneye geçişe yönlendirmesi (ör, kurbağa nerdeymiş?) bebeğin kendi kendine farklı uğraşlara yönelmesi konusunda yardımcı olacaktır.

  • Net sınırlar, kurallar koyun. İstenmeyen bir davranış olduğunda net bir şekilde “hayır” deyin. Eğer davranış sürüyorsa, o davranışla ilgili nesneyi ortadan kaldırın ya da bebeğinizin ortamını değiştirin. Bu sırada ağlamasını engellemek için sakin ve kararlı bir ses tonuyla ona diğer bir uğraşı teklif edersiniz. Özellikle öfke nöbetleri yaşayacağı ortamlara daha az girmeyi, ya da o ortamlarda daha kısa kalmayı deneyebilirsiniz. Öfke atakları yine de olduğunda çözüm olarak istediği davranışı yapmak sizi o sırada rahatlatsa da, bir sonraki sefer sorun çok daha şiddetli olacaktır. Bu yüzden sakin ve kararlı tavrınızla ona sınır koymayı sürdürün.

  • Bebeğinize kendine kendine zaman geçirebilmesi konusunda yardımcı olun. Örneğin, onun sevdiği oyuncakla 10-15 dakika birlikte oynadıktan sonra, o oyuna devam ederken onu kendi kendine oynamak üzere yalnız bırakın. Kısa aralıklarla yanına gelip “ne güzel oynuyorsun” gibi sözlerle destekleyin. Kendi işinizle ilgili nesneleri ona verip, ortak bir oyunmuşcasına siz de kendi işlerinizi sürdürebilirsiniz. Örneğin, yemek yaparken, o da oyuncak tencere, ya da plastik kaplarla yemek pişirme oyunu oynayabilir. Bebekle beden dili ve sözlerle iletişim kurmaya devam edersiniz ve işiniz bittiğinde ona masal okuyarak, istediği oyuncakla birlikte oynayarak ödüllendirebilirsiniz.

  • Bebeğiniz bir sorunla karşılaştığında kendi kendine çözüm üretmesi için fırsat verin. Örneğin, oyun sırasında oyuncağı istediği yere bir türlü yerleştiremeyebilir. Hemen gidip onun için sorunu çözmek yerine, “bir türlü yerleşmiyor di mi?” ya da “bir de döndürerek deneyebilirsin” gibi sözlerle destek olabilirsiniz. Bu sayede hem onun otonomisine saygı göstermiş olacaksınız, hem de sıkıntıyla baş etmede daha sabırlı ve kendine daha çok güvenen biri olmasına yardım etmiş olacaksınız.

  • Ağlamak ya da sinirli davranışlarda bulunmak onun kendini ifade yöntemi olabilir. Henüz sözcükleri yeterince kullanamayan çocuğunuzun aslında ne demek istediğini anlamaya çalışın.

  • Kendi sıkıntılarınızı ve kaygınızı da göz ardı etmeyin. Gergin, hassas çocukların annebabaları da sıklıkla gerginlik ve sıkıntı yaşarlar. Bazen çocuklarındaki sorunlar nedeniyle pek çok aktiviteden uzak kalırlar. Kendinizi iyi hissettiğiniz özel zevklerinize de zaman ayırmayı, çocuğunuzun bakımı ve eğitimi ile ilgili sorumlulukları eşinizle ve diğer yardımcılarla paylaşmayı ihmâl etmeyin.

    Dokunsal hassasiyeti olan çocuklar için:

  • Çevresinde kendi kendine dokunmasını sağlayacak çeşitli dokulardaki nesneler olsun.

  • Diğer insanlarla fiziksel teması kolaylaştıracak oyunlar oynayabilir.

  • Aynı anda hem görsel hem de dokunsal, ya da hem işitsel hem de dokunsal uyaran veren oyuncaklar kullanılabilir. Görsel ya da işitsel uyarana dikkat yoğunlaşırken, dokunsal uyaran ihmâl edilebilir ve alışma kolaylaşabilir.

  • Direnç içeren oyunlar (ör, babasıyla “bir havluyu iki yanından karşılıklı çekme” oyunu), “gözü kapalı oyuncakları tanıma oyunu” gibi merak ve motivasyonu artıran aktivitler işe yarayabilir.

  • Hassas olduğu dokuları tanıtırken kendini güvende hissettiği ortamda olması oldukça önemlidir. Sıkıntısı yüksek düzeydeyken ya da belirgin bir ilişki sorunu yaşadığı birisiyle bu durum dokunsal hassasiyeti daha da artırabilir. Genellikle de şiddetli dokunsal hassasiyet durumları bu uygulamalar nedeniyle pekiştirilmişlerdir.

  • Dokuları tanıtma denemeleri sonrasında bebekte bir-iki saat hassasiyet artabilir. Diğer etkinlikleri de bu olasılığı dikkate alarak planlayın. Örneğin, uykudan, yemekten önce yapılan bu tür bir deneme uyku/yeme sorunlarına yol açabilir.

    Denge sistemi (vestibüler) hassasiyeti olan çocuklar için:

  • Öncelikle denge sistemi hassasiyetine eşlik eden duygusal ve davranışsal sorunlar ele alınır.

  • Duyu bütünleme (sensory integration) tedavisinde denge sistemini, kas tonusunu, göz hareketlerini, yer çekimine karşı yapılan hareketleri vb. uyaracak vestibüler uyaranlar verilir.

  • Duyu bütünleme özellikle çocuğun hareketi kendisinin başlatmasına olanak sağlayacak şekilde hareketli nesneler kullanılabilir.


    Dikkat sorunları ve dürtüsellik yaşayan çocuklarda küçük yaşlardan itibaren şu yöntemler işe yarayabilir:

  • Çocuğun günlük yaşamındaki ortamı uygun şekilde düzenlenmelidir. Fiziksel olarak zarar görmesini önleyecek ve dürtüsel ihtiyaçlarını bir ölçüde giderebilecek bir ortam gerekli olur.

  • Odanın ışık ve ses düzeni dikkati yoğunlaştırmaya uygun olacak şekilde planlanır.

  • Odasının duvarı açık mavi, yeşil gibi renklerde olabilir, yer halıfleks döşenebilir.

  • Odasındaki araç gereçler ve gerekli eşyalar uygun dolaplara ve kutulara yerleştirilir.

  • Aynı anda çok sayıda eşya, kitap, vb. göz önünde bulundurulmamalıdır.

  • Odasında düzenli olarak masa başı etkinliği yapmasını kolaylaştıracak yerleşim planı uygulanabilir. Örneğin odanın bir köşesi bu aktiviteler için ayrılır.

  • Çocuğun gün içinde vaktini geçirdiği düzenli etkinlikler bulunur. Örneğin, jimnastik, yüzme, dans kursu, öğleden sonra park saati vb. uygulamalar olabilir.

  • Özellikle akşam saatlerinde fazlaca uyarılmasına yol açacak aktivitelerden kaçınılır. Mümkünse geç saatte çay, kahve, kolalı içecekler tüketilmemeli, akşam saatlerinde hareketli uğraşlardan kaçınılmalıdır.

  • Sakinleşmesini ve iyi hissetmesini sağlayacak müzik dinleme seansları yapılabilir. Doğa müzikleri, sufi müzikler, new age, enstrümantel hafif müzik, klasik bazı müziği günlük bir aktivite olarak dinlenebilir.

  • Ona ait olduğunu hissettiği özel zamanlar ayırabilirsiniz. Bu sırada onunla birebir, gözgöze, dizdize vakit geçirmek gerekir.

  • Yatmadan önce ılık bir banyo rahatlatıcı olabilir ve uykuyu kolaylaştırır.

  • Küçük yaştan itibaren akranlarla birlikte zaman geçirmesi, sosyal etkileşimin yğoun yaşandığı kurslara ya da kamplara katılması sosyal ilişkilerde sorun yaşama riskini azaltabilir.

  • Onun sürdürdüğü bir uğraşı izlerken, kısa komutlarla dikkat hatalarını anında görmesini sağlayabilirsiniz. Bunu yaparken aşırı müdahaleci olmamak ve doğrusunu bulması için bir süre zaman tanımak unutulmamalıdır.


    Dr. Koray Karabekiroğlu


  • En iyi 1024x768 çözünürlükte görüntülenir... Türkçe Anasayfa English Home Page
    Bu sitede yer alan yazıların her türlü yayın hakkı Dr. Koray Karabekiroğlu'na ait olup; kendisinden Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre yazılı izin alınmadan söz konusu yazıların herhangi bir bölümü veya tamamı iktibas edilemez veya herhangi bir usul ile çoğaltılamaz. Kaynak göstermek ve bilimsel kurallara riayet edilmek kaydı ile alıntı yapılması mümkündür.

    Çocuk ve Hayat üzerine her şey için tıklayın

    Web sitesi: Koray Karabekiroglu