Türkçe English

Ergenle daha etkin iletişim kurmak için ebeveynler nelere dikkat etmelidir?

Ergenlik döneminde çocuğu olan ailelerin en sık dile getirdikleri yakınmalardan biri de “Çocuğumla iletişim kuramıyorum.” şeklinde olmaktadır. Aslında iletişim sorunu hemen tüm yaşlarda sosyal sağlığın temel sorunlarından biri olarak görülebilir. Ergenlik dönemindeki bir çocukla daha etkin iletişim kurmanın birinci koşulu belki de “ergenliğe özgü gelişim unsurlarını ve çocuğunuzun bu unsurlardan ne ölçüde etkinlendiğini bilmek” olarak düşünülebilir.

Şu yaklaşımlar etkili iletişimde işe yarayabilir:

  • Çocuğunuzun, onun ihtiyaçları ile ilgilendiğinizi ve gerek duyduğunda yardımcı olacağınızı bilmesini sağlayın.

  • Çocuğunuz sizinle konuşmak istediğinde, televizyonu kapatabilir, gazeteyi kaldırabilir vs, onunla göz göze iletişim kurmaya özen gösterebilirsiniz.

  • Size önemli bir haber verdiğinde, içten, sıcak bir ifadeyle ve düşünerek (olumlu ve olumsuz etkileri) yanıt verin.

  • Size konuşmak istediği özel konular olduğunda, başkalarının olmadığı ortamlarda konuşun ve ondan izin almadan sırlarını kimseye söylemeyin (tabii onun için hayati –çok önemli- bir sorun yaratmayacak bir bilgi ise).

  • Hoşlanmadığınız davranışlarını ve yönlerini başkalarının önünde küçük düşecek şekilde ifade etmemeye dikkat edin.

  • Onunla konuşurken aynı hizada olmaya özen gösterin, ona çok yukarıdan, ya da çok aşağıdan bakmamaya çalışın.

  • Ona kızdığınızda, sinirleriniz yatışıncaya kadar ceza vermeyin, ya da suçlayıcı sözler söylememeye çalışın. Çünkü o sırada gerçek düşüncelerinizi belirtemeyebilir, tarafsız davranamayabilirsiniz.

  • Yorgun iseniz, onu aktif dinlemek için ekstra bir çaba sarf etmeniz gerekebilir. Kendi duygularınız ve hoş görünüzün de farkında olmaya çalışın.

  • Onu dinlerken mümkün olduğunca onu kesmemeye çalışın, sözlerini tamamlamaya çalışmayın.

  • Belirli bir durumu, olayı size anlatırken, olayın ana fikrinden uzaklaşmadan eleştirilerinizi yapın. Ör, başkalarının ona vurduğunu anlatırken, “neden sen o saatte dersini çalışmıyordun” gibi sözler onun olayları yanlış yorumlamasına ve anlamsız duygular hissetmesine yol açabilir.

  • “Neden?” sorusu yerine daha çok “ne?” sorusunu (ör, ne oldu?, ne düşünüyorsun? vs) sormaya özen gösterin.

  • Eğer bir olayı-durumu öğrendiyseniz, ona olanları bildiğinizi söyleyin, bilmezlikten gelerek, onun yalan söylemesine ve ilişkinizi zedelemesine yol açmamasına dikkat edin.

  • Onunla konuşurken, büyüklerle konuştuğunuz ses tonu ve sözcükleri tercih edin, onun küçük ve tecrübesiz olduğunu hatırlatıcı sözler, hitaplar sağlıklı iletişimi zorlaştırır.

  • Hakaret içeren, küçük düşürücü kelimeleri kullanmamaya çalışın.

  • Zorlandığında, sıkıntı hissettiğinde sorun çözme becerilerini geliştirebilmesi için, çözümleyici aşamaları bir bir ifade edin. Onun yerine çözmemeye, ya da anlayamayacağı açıklamalar kullanmamaya dikkat edin.

  • Ne yaparsa yapsın, onu sevdiğinizi ve kabul ettiğinizi bilsin. İstenmeyen davranışları için uygun eleştirileri ve gerekli yaptırımları zaten yaparsınız.

  • İletişim yollarını kullanmasını destekleyin. Hem sizinle hem de başkaları ile olan ilişkilerinde özgürce ve uygun bir yöntemle düşüncelerini ifade etmesi konusunda yüreklendirin.

  • Konuşmak ve sorun çözmek için çatışma zamanını değil, sakin ve dinlenmiş olduğunuz zamanları seçin. Konuya yaklaşırken öncelikli olarak olumlu yönlerden giriş yapın, daha sonra olumsuz yönlere geçin.

  • Tutarlı olun. Diğer bir deyişle, sözlerinizle yaptıklarınız çelişmesin. Ayrıca, zaman içinde de tutarsız beklentilere girmeyin. Tutarsızlık güveni ve iletişimi bitirir.

  • Tabii ki öncelikle siz örnek olun. Yaparak, uygulayarak öğretin. Kuru sözlerle değil, beden dilinizle de, ses tonunuzla da, kullandığınız araç gereçlerle de ne istediğinizi gösterin ve mümkünse önce siz uygulayın.

  • Olası çatışma konularını öngörerek, çatışma yaşamadan çözüm üretmenin yollarını arayın. Çatışma sırasında yaşanan duygular (öfke, üzüntü, vb.) gerçekleri doğru değerlendirmeyi engeller ve çözüm üretmek zorlaşır.

  • Onu da ilgilendiren kararla alırken, onun da fikrini alın. Ancak sizinle taban tabana zıt olduğu ve sizin değiştiremeyeceğiniz tutumlarda sizin sözünüzün geçerli olacağını da önceden söyleyin.

  • Ailenin günlük rutinleri olması çoğu zaman koruyucu olur. Örneğin, hemen her gün aynı saatlerde yemek yemek, aynı saatlerde yatağa gitmek sirkadyen ritmi de olumlu etkilediğinden dikkat sorunları için olumlu etkiler yaratabilir. Öte yandan, aynılık ve aile birlikteliği çocukta güvenlik duygusunu pekiştirir. Onun duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarını görmeniz için fırsat yaratır.

  • Onun bir davranışı uygulamasını hedeflediğinizde bir eylem planı hazırlayabilirsiniz. Bu eylem planında net hedefler ortaya koyun. Örneğin, okul devamsızlığını 5 günle sınırlı tutması net bir hedef olabilir. “Annesinin sözünü dinlemesi”, “babasını bir daha kızdırmaması”, “yalan söylememesi” gibi hedefler net değildir ve uygulanamaz. Hedefleri ve uygulama unsurlarını olabildiğince yazılı hale getirin ve üzerinde uzlaşın. Gerçekçi ve uygulanabilir hedefler koyun ve koyduğunuz hedeflerin arkasında durun. Planın çeşitli esneklikleri de olmasına özen gösterin. Örneğin, devamsızlık hakkını “sıfır” gün yapmak, “bir hafta boyunca televizyonu yasaklamak” gerçekçi hedefler değildir.


    Dr. Koray Karabekiroğlu


  • En iyi 1024x768 çözünürlükte görüntülenir... Türkçe Anasayfa English Home Page
    Bu sitede yer alan yazıların her türlü yayın hakkı Dr. Koray Karabekiroğlu'na ait olup; kendisinden Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre yazılı izin alınmadan söz konusu yazıların herhangi bir bölümü veya tamamı iktibas edilemez veya herhangi bir usul ile çoğaltılamaz. Kaynak göstermek ve bilimsel kurallara riayet edilmek kaydı ile alıntı yapılması mümkündür.

    Çocuk ve Hayat üzerine her şey için tıklayın

    Web sitesi: Koray Karabekiroglu