Türkçe English

Onu evlat edindiğimizi nasıl anlatsak bilemiyoruz…



Soru: Belki sorumun çok erken olduğunu düşüneceksiniz ama biz bunu 1 yıldır düşünüyoruz. Oğlumuzu 1 yıl önce 1 aylıkken evlat edindik. Büyüdüğü zaman bunu ondan saklamayı asla düşünmüyoruz. Şu an çevremizden, hatta yeni tanıştığımız insanlardan dahi saklamıyoruz. Bu bizim için çok doğal ama bunu ona ne zaman ve ne şekilde izah edeceğimizi de tam anlamıyla bilmiyoruz. Oğlumuza bunu izah etmenin en iyi zamanı nedir ve nasıl izah edebiliriz? Bu konuda yardımcı olursanız çok teşekkür ederiz.

Yanıt: Öncelikle "evlat edinme" davranışınız dolayısı ile tebrik ederim. Bu durumun çocuğa açıklanması için en uygun zamanın 6-7 yaşları olduğu genel bir düşünce olarak söylenebilir. Bu yaşlardan önce biyolojik anne ve baba gibi ilişki kurun, kendinizden ve ondan şüphe etmeden "normal" ebeveyn çocuk ilişkisi içinde davranmaya özen gösterin. Zaman zaman “kızma”, “öfkelenme” ve akabinde “suçluluk” duyguları evlat edinme durumlarında sık yaşanıyor. Bu suçluluk duygusu, örneğin “onu beğenmeme”, “bu davranıştan pişman olma” sonrası gelen kendimize yönelmiş öfke zaman zaman açıktan yaşanabilir. Zaman zaman da kişi bu duygularını çok da fark etmeyebilir. Bu nedenle “aşırı müsamahakâr”, “gereksiz yere ödüllendirici” olmak anne baba-çocuk ilişkisini olumsuz etkileyebilir. Suçluluk hissi de, öfke de, aynı anda sevgi de hepsi normal duygular ve siz de yaşayacaksınız. Eğer küçük yaşlarda; çevreniz de bildiği için, durumun farkına varır ya da şüphelenir de size sorarsa, yalan söylemeyin. Ancak çok detaylı ve duygusal yanıtlar vermeyin. Onu seçip aldığınızı, onu doğurmamış olsanız da, "anne ve babasının siz olduğunuzu ve ömür boyu böyle devam edeceğini" söyleyebilirsiniz. İleride 5 yaş civarında soyut algının yavaş yavaş başlaması, biyolojik anne babalığın ne demek olduğu çocuğun nasıl dünyaya geldiği konusunda bir takım fikirleri oluşmaya başladıktan sonra sorular da başlayacaktır. O zaman bu durumu ona fazlaca abartılı ifadeler kullanmadan, kısa ve net bir şekilde ama çok hafife de almadan söylersiniz. Uygun zamanlama önemli. Bir ceza gibi olmamalı, güven verici olduğunuzu hissetmeli. Arkasından aklına gelecek diğer sorulara: peki gerçek annem babam nerde? beni geri verecek misiniz? vs. gibi sorulara hazırlıklı olun. Aslında çocuklar bu tür soruları arka arkaya pek sormuyor. Aldığı bir cevabı sindirdikten sonra bir diğer soruya geçmeyi tercih ediyor. Belirli bir süre “yas” benzeri, yani gerçeklik algısında yaşadığı sarsıntı ve sanki “biyolojik anne babasını yitirmişçesine” bir yas tepkisi gelişebilir. Genelde 2-3 hafta boyunca sessizleşebilir, ya da daha sinirli olabilir. Sorularına makul, basit, tutarlı, kısa ve doğru cevaplar verin. Hemen her şey bir gün içinde olmayacaktır. Aşama aşama gerçekleşecektir. İnanıyorum ki beklediğinizden daha az bir tepki gösterecektir.



Gönüllü annelik yapmam öz oğlumu nasıl etkiler?

Soru:
Geçen hafta bir çocuk yuvasına gittim. Oradaki çocukları görünce içim parçalandı. Orada bulunan çocuklardan birine gönüllü annelik yapmak istiyorum. Yani cuma günü çocuk alınıp pazar günü yuvaya teslim ediliyor. Bu yıl ilkokula başlayacak olan 7 yaşında bir oğlum var. Hem ona arkadaş olur, hem de alacağımız çocuğu sevindiririz düşüncesindeyim. Fakat oğlumun bu olaydan ne yönde etkileneceğini bilemiyorum. Nasıl davranmam gerekir?

Yanıt: Öncelikle bence gönüllü annelik fikri çok güzel bir düşünce. En kötü ihtimalle kıskançlık, geçinememe vs. sorunları yaşasa da bunlar da aslında psikolojik gelişim açısından bence gerekli duygular ve deneyimler. Bu sayede paylaşma ve sınırlarını bilme becerileri de gelişiyor. Aslında, hem sizi hem de onu duygusal açıdan çok da tatmin edecek ve ilişkinizin kalitesini dolaylı olarak arttıracak bir gelişme olabilir. Öte yandan, önerim, eğer böyle bir girişimde bulunacaksanız, kararlı olun. Yani, gönüllü annelik süresini yarıda kesmeden, o çocuk için en verimli olabilecek şekilde düzenli ve yeterince uzun süreli bir girişim olmasına dikkat edin.


Koruyucu aile nedir? Nasıl koruyucu aile olunur?

Çeşitli nedenlerle öz ailesi yanında bakılamayan çocukların, kısa veya uzun süreli olarak bakımlarını üstlenen aile ya da kişilerin yanında, devlet denetiminde yetiştirilmeleri olarak tanımlanmakta ve bu hizmeti veren aile ya da kişilere KORUYUCU AİLE denilmektedir.

02 Eylül 1990 tarihli Çocuk Hakları Sözleşmesinde; çocuğun öncelikle ailesi yanında, bu mümkün olmadığı takdirde ise uygun bir aile ortamı içinde yaşamını sürdürmesi ve gelişmesi hakkına özel bir yer verilmektedir. Ülkemizin de imzalamış olduğu bu sözleşme ile Koruyucu Aile Hizmeti daha da önem kazanmaktadır. Çocukların sağlıklı gelişebilmeleri için kendilerini koruyacak, sevecek, destekleyecek, güven sağlayacak, sosyal ve maddi gereksinimlerini karışlayabilecek sıcak bir aile ortamına ihtiyaçları vardır. Bazı aileler zihinsel, bedensel ya da psikolojik sorunları veya ekonomik yetersizlikleri, boşanma, ölüm, hükümlülük gibi sosyal sorunları nedeniyle bütünlüklerini devam ettiremez ve çocuklarının gereksinimlerini karşılayamaz hale gelmektedirler. Böyle durumlarda çocuklara yardım etmenin en iyi yolu öz ailesinin koşulları iyileşinceye kadar başka bir ailenin yanında bakımlarının sağlanması amacıyla Koruyucu Aile hizmetinden yararlandırılmasıdır. Koruyucu aile bakımının, çocuğa sağladığı aile ortamı çocuğun psiko-sosyal gelişiminin sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesi açısından önem taşımaktadır.

Kurum bakımının çocuk üzerindeki etkilerine yönelik yapılan araştırmalar incelendiğinde de bu bakım türünün sadece pahalı olmadığı, çocuğun gelişimini bazı yönlerden eksik tamamlamasına da yol açtığı ortaya çıkmıştır. Bu nedenle tüm dünya da korunmaya muhtaç çocuklar için en çok tercih edilen bakım şekli Koruyucu Aile bakımıdır. Koruyucu aile hizmetinde amaç, çocuk için karmaşık ve sorunlu olan bir dönemde özenli davranılarak çocuğun bu dönemi örselenmeden geçirmesini ve normal hayatını devam ettirmesini sağlamaktır. Koruyucu aile yanına yerleştirilen çocuklar; öz ailesi bulunan, öz ailesince bir süre için bakılamayan, çeşitli nedenlerle evlat edindirilme şansını tümüyle yitirmiş olan, kız ya da erkek, sağlıklı ya da özürlü tek ya da kardeş olup, durumunun koruyucu aile yanına yerleştirilmeye uygun olduğu sosyal çalışmacı tarafından belirlenmiş çocuklardır. Bu yasal çerçevede, haklarında korunma kararı alınmış çocukların koruyucu aileler yanına yerleştirilmeleri için öz ailelerinden muvafakat alınması zorunluluğu yoktur. Bu çocuklar ailelerinden izin alınmaksızın uygun kuruluşlara ya da koruyucu aileler yanına yerleştirilebilmektedir. Koruyucu aile yanına en fazla 3 çocuk, aynı anda yerleştirilebilir. (daha fazla bilgi için: http://www.koruyucuaile.com )


Dr. Koray Karabekiroğlu


En iyi 1024x768 çözünürlükte görüntülenir... Türkçe Anasayfa English Home Page
Bu sitede yer alan yazıların her türlü yayın hakkı Dr. Koray Karabekiroğlu'na ait olup; kendisinden Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre yazılı izin alınmadan söz konusu yazıların herhangi bir bölümü veya tamamı iktibas edilemez veya herhangi bir usul ile çoğaltılamaz. Kaynak göstermek ve bilimsel kurallara riayet edilmek kaydı ile alıntı yapılması mümkündür.

Çocuk ve Hayat üzerine her şey için tıklayın

Web sitesi: Koray Karabekiroglu