Türkçe English

SİNİRLİLİK/ HIRÇINLIKLA İLGİLİ SORULAR



Kızım Çok Sinirli…

Soru: Kızım 2 yaşında ve son zamanlarda çok hırçın davranıyor. İstediğini yapmayınca yüksek sesle bağırıyor ya da ağlıyor. Devamlı onu kucağıma almamı istiyor. Beni ve babasını kimseyle paylaşmak istemiyor. Önceleri “çalıştığım için özlüyor” diye yaptıklarını çok fazla önemsemiyordum ama son zamanlarda olayı iyice abarttı. Bu acaba geçici bir durum mu? Yok-sa davranış bozukluğu mu? Nasıl davranmam gerekiyor?

Yanıt: Henüz 2 yaşında olduğundan davranış bozukluğu diye düşünülmesi zor. Yani belki bu davranış örüntüsü değişmezse ileride öyle adlandırılabilir ama şu an için geçici olduğu dü-şüncesiyle hareket etmek gerekir. Bu bakışla, sizin sakin ve sabırlı bir şekilde ona davranışları konusunda rehberlik etmeniz gerekecek. Ağlaması ve bağırarak yaptırmak istemesi işe yarama-malı. Kendiliğinden güzelce isteme davranışı göstermese de siz sorduğunuzda bir şekilde sözler-le istediğini belirtiyorsa bu yeterli görülmeli. Detaylara takılmadan, önemli olanı ve mutlaka durdurulması gereken davranışları öncelikle belirleyin ve bu davranışlara izin vermeyin. Detay-ları sonraya bırakın. Bir davranışın değişim gösterdiğini anlamak için sizin tutarlı olarak aynı mesajı vermeniz gerekir ve bu aylar alabilir. Ne kadar sabırlı olur, tutarlı davranışınızı sürdü-rürseniz o kadar sonuç alırsınız, mükemmel sonuç diye bir şey yoktur.

Oğlum Çok Hırçınlştı…

Soru: Benim 27 aylık bir oğlum var ve 7 aylık hamileyim. Oğlumla şimdiye kadar hiç problemim olmadı, hep çok güzel anlaştık. Fakat son 2-3 haftadır oğlumla ilgili bazı değişiklik-ler var ve nasıl davranacağımı bilmiyorum. Durup dururken gelip beni ya da etrafındaki diğer kişileri tokatlıyor, ısırıyor ve onlara hoş olmayan sözler söylüyor (aptal, gerizekâlı gibi). Önce-leri görmezden geliyordum fakat hiç faydası olmadı. Şimdi söylediklerinin yanlış olduğunu an-latmaya çalışıyorum. Ama hâlâ aynı şekilde devam ediyor. Ayrıca 1,5 ay kadar önce altını bağ-lamayı bıraktım çişini söylemeyi hemen öğrendi. Hatta akşamları bile bağlamıyordum. Fakat son 1 haftadır bazen gündüz bazen de gece altına yapıyor. Acaba kardeşiyle ilgili kıskançlık be-lirtileri mi başladı? Ona elimden gelen sevgi ve ilgiyi gösterdiğime inanıyorum. Bütün ihtiyaç-larını karşılıyorum. Yoksa başka bir sorunu mu var? Üzerine varmamaya devam mı etmeliyim? Yardımcı olursanız çok sevinirim.

Yanıt: Anlattığınız değişikliklere gerçekten bir kardeş gelecek olması tetikleyici etkide bu-lunmuş olabilir. “Kardeşin olacak” vs. sözlerini çevreden duyuyor ve küçük yaşı gereği çok farklı, gerçekle ilişkisi olmayan anlamlar çıkarıyor, belki de hiç anlam veremeyeceğimiz şeyler düşünüyor olabilir. Bu tür davranışlar çok sık olmadığı ve çok şiddetlenmediği ölçüde, yeni kardeş bekleyen, 3-4 yaş altında çocuklarda sık görülüyor. Siz onunla ayrıca zaten 18-42 ay arası dönem özelliklerine bağlı olarak da çatışmalar yaşamaya adaysınız ve şimdi bir ek stres kaynağı var. Genellikle bu durumlarda sık görülen belirti yaşından küçük davranmaya başlamak oluyor (örn. ağlama, anneye yapışma, altına kaçırma vs. artabiliyor). “Yeterli ilgi”, “bire bir zaman geçirme” ve olağan yaklaşımlarınızı sürdürme şeklindeki davranışlarınız devam ettikçe, “sıkıntıları olacak, üzülecek” diye gereksiz tavizler ve müsamahalar göstermediğiniz takdirde, yaşanabilecek sıkıntılar belli bir ölçüye kadar normal kabul edilmeli. Bu arada size tokat atma-sına pek izin vermeyin. Elini tatlı sert tutun, beğenmemiş bir yüz ifadesiyle elini uzaklaştırın. Bu yaşta henüz neden-sonuç ilişkisini yeterince kavrayamayacağı için ve kardeşle ilgili kaygıla-rını daha da arttıracağı için bir ceza uygulaması bence çok gerekli olmaz.

Bir Yaşındaki Bir Bebeğin Sinirli Olması...

Soru: Oğlum 1 yaşına girmek üzere. Benim merak ettiğim, bir yaşındaki bir bebeğin sinirli olması normal mi? O kadar sinirli ki böyle anlarda yüzümüze saldırıyor ya da ağzını, yüzünü, kafasını bir yerlere vuruyor. Yüzünü asıyor, ağlıyor, bize kızdığını belli ediyor. Bunu genelde istediği şey yapılmadığında ya da ortamdan ve oyuncaklarından sıkıldığında yapıyor. Bu konu-da biz neler yapabiliriz? Bu davranışlarından onu nasıl vazgeçirebiliriz? Lütfen bize yol göste-rin.

Yanıt: Gerçek şu ki biz insanlar diğer tüm canlılar gibi pek çok özelliğimizi ve gelecek ya-şamımızı belirleyecek karakterimizi yani çok az değişecek biyolojik özelliklerimizi doğarken beraberimizde getiriyoruz. Bunun böyle olduğunu gösteren binlerce kanıt var. 1 yaşındaki bir çocuğun yaşıtlarına oranla daha sinirli, tepkisel olması da büyük bir oranla biyolojik yapısına bağlıdır. Ancak çevresel etkenler, örneğin bakım verici tutumları, sıcaklık, beslenme, temizlik, enfeksiyonlar vb. bu genetik/biyolojik etkilerin nasıl ortaya çıkacağını belirliyor. Yani zaten var olan yatkınlık, belirli çevresel etkilerle sorunun ortaya çıkmasına neden oluyor. Genetik yatkın-lığı olan bireyler çevresel etkilerden daha fazla etkilenebiliyor. Sözün kısası, dediğiniz gibi si-nirli, zor ikna edilen ve aşırı tepkili bir çocuğunuz varsa bu konuda daha duyarlı ve bilgili ol-malısınız. Öncelikle eğitimle ilgili genel geçer kuralları öğrenir ve duyarlılığınızı kaybetmezse-niz olası riskler avantaja dönüşür.

Tüm dünyada pedagoji kitaplarında yer alan bazı genel geçer kurallar:

  • Çocuğunuzun gözüyle dünyayı görebildiğinizi çocuğunuza hissettirin,

  • Onu dinlediğinizi, ona değer verdiğinizi gösterin,

  • Ona düzenli olarak özel zaman ayırın,

  • Onu sevdiğinizi doğrudan, açık bir dille ifade edin,

  • Olumlu ve olumsuz özellikleriyle, onu bir bütün olarak kabul ettiğinizi, genel anlamda on-dan memnun olduğunuzu hissettirin,

  • Güçlü yanlarını keşfedip destekleyin,

  • Her hatanın yeni bir öğrenme fırsatı olduğunu öğretin,

  • Yaşına uygun sorumluluklar verin, başarılarını destekleyin,

  • Anne baba ve tüm büyükleri tutarlı olsun. Çelişkili mesajlar vermeyin,

  • Kendi içinizde de tutarlı olun. Bir gün olumlu karşıladığınızı bir başka güç olumsuz olarak nitelendirmeyin,

  • Ödül ve cezayı davranış öncesinde belirleyin. Sürpriz cezalardan, aşırı ödüllerden kaçının,

  • Hatalı davranışını eleştirin, çocuğunuzun kişiliğini değil vb…

    Bütün Evi Peşinden Dolaştırıyor…

    Soru: Kızım 19 aylık. 1 yaşına kadar sakin bir bebekti. Fakat son zamanlarda çok gergin ve sinirli oldu. Bu kadar küçük bir bebek nasıl bu kadar sinirli oluyor anlayamıyorum. Ailece sa-kin insanlarız. İstediği olmadığı zaman elinde ne varsa fırlatıyor. Ellerini yumruk yapıp kıpkır-mızı olana kadar haykırıyor. 14 aylık olduğundan beri bakıcısı var. Hepimize kök söktürüyor. Anlamsızca bütün evi dolaştırıyor. Henüz konuşamıyor. Acaba bu davranışları bu yüzden mi? Sakin olmaya çalışıyorum, sessizce yaptıklarının yanlış olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Fakat bir faydasını göremedim. Ne yapmam gerekir?

    Yanıt: Anlattıklarınızdan dikkatimi çekenler; “özellikle 1 yaşından sonra sinirliliğin belirgin olması”, “henüz konuşmaması”, “evi anlamsızca dolaştıracak kadar hareketli, sabırsız, sıkıntılı olması” vb... Tüm bunlar bir araya geldiğinde, dikkat fonksiyonlarıyla ilgili gelişiminin henüz yetersiz olabileceği akla geliyor. 19 aylık bir kız çocuğu için doğrudan tanı ve yargı doğru de-ğil, o anlamda kullanmıyorum fakat henüz konuşmamasından, sinirlilik ve gerginlikten, hare-ketlilikten, sıkıntılı bir halden bahsediyorsunuz. Öncelikle iletişim becerilerini artırmaya, hem kendisini daha iyi ifade etmesini (yani ifade edici dil gelişimi) hem de sizin komut/yönergeleri-nizi daha iyi anlamasını (yani alıcı dil gelişimi) sağlamak açısından çalışmaya ihtiyaç var. Bu-nun için evde düzenli, kaliteli, ilişki ve oyuna dayalı zamanı artırmak çok önemli. Ayrıca kural-lar konusunda her çocuk için söylenebilecek şey şu; tutarlı, ne gevşek ne de aşırı katı olan sınır-lar çizebilmek gerekli. Fakat bu döneme özgü inatlaşma, ayrılamama, sinirlilik vb. özelliklerin “normal gelişim” sürecinin bir parçası da olabileceği akılda tutulmalı. Sözün kısası, pek çok açıdan değerlendirmek, sorunların devamı halinde profesyonel bir değerlendirme almak uygun olacaktır.

    Oğlum “Hayır”ı Kabullenmiyor…

    Soru: Benim 3,5 yaşında bir oğlum var. Ben de çalıştığım için babaannesi bakıyor. Çocu-ğum bir dönem hırçın ve huzursuzdu. Düzeldiğini düşündüğüm sıra tekrar hırçınlaştı. Çok ça-buk sinirleniyor ve yanında kim varsa ısırıyor, saçını çekiyor. Kesinlikle onun dediğine onay vermemiz gerekiyor. “Hayır”ı kabullenemiyor ve o zaman da bağırmaya başlıyor. Böyle du-rumlarda ilgisini başka yöne çevirmeye çalışıyorduk ama artık bu da fayda etmiyor. Üstelik başka çocuklarla olduğunda da hep kendisine onay verilmesini ve istediğinin yapılmasını bekli-yor, kötü sözler söylüyor. Tabii, bu durum mutsuz olmasına neden olabiliyor. Ama kesinlikle bu kişilere bu hırçınlıklarını göstermiyor. Ağlamakla yetiniyor. Söylediğinde umursamaz dav-ransak daha iyi mi olur acaba? Ne önerirsiniz?

    Yanıt: Yaşanan sorunun tekrarlıyor olması, herkesi ısırma, saçını çekme, “hayır”ı asla ka-bullenmeme durumu; sizin birtakım doğru yaklaşımlarınıza rağmen (ilgisini başka yöne çevir-mek, kreşe gönderme fikri vs.) henüz fayda görülmemesi, “karşıt olma/karşı gelme bozukluğu” diye bilinen durumun belirtileri olabilir. Bu yaşlarda % 3-10 gibi sıklıklarda olabilen bu sorun ileride başka problemlerin habercisi olabileceğinden, ya da başka problemlere neden olabilece-ğinden eğer kreşe tekrar gönderme girişimi ve isteklerinizi kurallara/ödüllere bağlama ve her is-teğini yapmak yerine, yerinde isteklerini tutarlı olarak yapma girişimleri sonuç vermezse çocuk psikiyatrisine başvurmaktan fayda görebilirsiniz. Kötü sözler söylediğinde bunları beğenmedi-ğinizi ifade eden mimik ve jestlerde bulunmak, hatta bunlara ilgisiz kalmak, sözler söylemek-ten, açıklamalar yapmaktan daha etkili olabilir. Çünkü onun bu davranışına iyi veya kötü bir karşılık vermek “onunla ilgilenmek”, onu “bir tür ödüllendirmek” gibi algılanabilir.

    Kuzeninin Elini Isırıyor…

    Soru: Kızım tam 23 aylık. Kendinden 50 gün küçük kız kuzeniyle büyüyor. Onlara babaan-ne ve dede bakıyor. Son 1 aydır kızımın sinirlendiği, kuzeni elinden oyuncağını aldığı zaman kuzenini ısırdığı şikâyetleri geliyor. Normalde evde bize karşı böyle bir ısırma eylemi söz ko-nusu değil. Birbirlerini görmeden de yapamıyorlar bu arada. Bu çağlarda sergiledikleri bu dav-ranışlar acaba yaşının gereği mi merak ediyorum. Isırma konusunda yaklaşımımız ne olmalı?

    Yanıt: Küçük çocukların kendi davranışlarını kontrol edebilme, içinden geleni durdurup sa-kince daha uygun tepki verebilme becerileri yaşları büyüdükçe, diğer bireyler tarafından sınırlar konuldukça ve uygun etkileşim sağlandıkça gelişebilmektedir. Bu yüzden kendi yaşıtıyla birlik-teyken nerede duracağını bilememesi çok doğal. Yalnız kaldıklarında çok daha ileriye de gide-bilir, geri dönüşü olmayan sert tepkiler verebilirler. Bu durum genellikle bir davranım bozuklu-ğu, “anormal” durum anlamına gelmez. İkisi bir aradayken hemen her an yakınlarda bir büyük de olmalı, yanlış davranış sakince durdurulmalı, devam ederse çocuklar belli süreliğine ayrı tu-tulmalıdır (örn. yarım saat). Hemen her şeye rağmen sorunlar her seferinde yaşanıyorsa ikili pek sık görüştürülmeyebilir ya da psikolojik açıdan ek başka sıkıntılar da olabileceğinden bir değerlendirme yapılmalıdır.

    Oğlum Başını Oyun Olsun Diye Duvara Vuruyor...

    Soru: 14 aylık bir oğlum var. Son 1 haftadır, neden bilmiyorum, huyu çok değişti. Yeni yeni sesler çıkarmaya başladı. Bu ses ile birlikte duvar kenarına geçip başını hızlı bir şekilde duvara vuruyor. İlk önceleri oyun sandım ama “hayır” dedikçe daha çok yapıyor. Kaşla göz arasında, yerdeyse yere vuruyor, mutfaktaysa lavaboya vurmaya çalışıyor. Kucağımda bile om-zuma vurmaya çalışıyor. Sonrasında da gülüyor.

    Yanıt: Söylediğiniz davranış oyun amaçlı da olabilir gerçekten. Fakat oyun olarak neden başını vurmayı seçtiğini ve değişik sesler çıkardığına bakarsak öncelikle diğer olası durumları düşünmek gerekir. Oğlunuzun herhangi bir gelişimsel sorunu yoksa (yani dil, motor, sosyal ge-lişim vs.) bu davranış şekli bir tik gibi ya da bir düşünceyle tetiklenen takıntı benzeri bir durum da değilse; başka alanlarda, örneğin, uyku, iştah, davranım, duygulanımda sorun ve şikâyet yoksa, bunu masum bir oyun olarak değerlendirmek uygun olabilir. Bu durumda bu oyunu çok da sevmediğinizi belli eden jest, mimik ve sözlerle bu davranışını desteklemeyerek (yani arka-sından hoş bir şeye yönlendirmeyerek) dikkatini başka yönlere çekmek doğru olur. Sizin kaygı-larınız, aşırı tepkileriniz (doğrudan veya dolaylı olarak) onu etkiliyor ve bu ilgi onun tarafından “ödül” olarak da algılanıyor olabilir. Başını vurmaya kalktığında ellerinizle başını tutun, sarın, 3-5 saniye bekleyin. “Bunu yapman sana zarar verir,” gibi bir söz de söyleyebilirsiniz. Eğer sık-laşır, ciddi anlamda kendisine zarar verebilir ölçülere gelirse yardım alınmalı ve o zamana ka-dar yumuşak bir bere/şapka hatta kask takması sağlanmalı.

    Arkadaşlarına Vurup Onları Ağlatıyor…

    Soru: Oğlum 2,5 yaşında. Arkadaşlarıyla oynarken uyumsuzluk yapıyor. Arkadaşlarına vu-rup onları ağlatıyor, ne zaman arkamı dönsem arkadaşlarım dövüyor. Böyle davranmasının bir nedeni olabilir mi?

    Yanıt: Nedeni şunlar olabilir: (1) Çocuklar vurmaya yatkındır, bazı çocuklar doğuştan daha dürtüseldir. Dürtüselliğin boyutu ve düzeyi tamemen beklenen, “normal” sınırlar içinde olabile-ceği gibi, ileriki yaşlarda daha da belirginleşecek dürtü kontrol bozukluklarının ilk belirtileri de olabilir. (2) Rahatsızlık verici düzeydeki vurmalar için sınır konmalıdır, yani hoşlanılmadığı bildirilmeli, böyle bir davranış, anında durdurulmalıdır. Bu nedenle, sınır koymada bir yetersiz-lik söz konusu olabilir. (3) “Vurma” davranışına sıkça şahit olmuş, sorun çözme yöntemi olarak bu davranışı öğrenmiş olabilir. (4) Aslında vurmayı kötü bir şey olarak algılamıyor olabilir. Bir şaka, bir oyun oynama yöntemi, bir ifade biçimi olarak görüyor olabilir. (5) Öfkeli, hırçın ola-bilir ve bu duyguların arkasında biyolojik (örn. depresyon, kaygı vb.), psikolojik (karşılanma-mış gereksinimler, uygunsuz özdeşim nesneleri vb.) ve sosyal (aile içi şiddet, mali sorunlar vb.) pek çok neden olabilir. Genel bir bakışla, bu yaştaki bir çocuğun arkadaşlarına rahatsızlık verici düzeyde vuruyor olması bana bu olasılıkları çağrıştırıyor. Tabii ki her ihtimali de düşünerek, bu davranış azaltılabilir. Bu davranışın tümüyle ortadan kalkması gerçekçi bir beklenti olmayabilir.


    Dr. Koray Karabekiroğlu


  • En iyi 1024x768 çözünürlükte görüntülenir... Türkçe Anasayfa English Home Page
    Bu sitede yer alan yazıların her türlü yayın hakkı Dr. Koray Karabekiroğlu'na ait olup; kendisinden Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre yazılı izin alınmadan söz konusu yazıların herhangi bir bölümü veya tamamı iktibas edilemez veya herhangi bir usul ile çoğaltılamaz. Kaynak göstermek ve bilimsel kurallara riayet edilmek kaydı ile alıntı yapılması mümkündür.

    Çocuk ve Hayat üzerine her şey için tıklayın

    Web sitesi: Koray Karabekiroglu