Türkçe English

Kimlik Gelişimi

Ergenlikte kimlik gelişimi nasıl olur?

Kimliğin gelişmesi için de önemli önkoşullardan biri otonomi gelişimidir. Diğerlerine nispeten bağımsız bir bireyin kimliği daha nettir. Ekonomik ya da sosyal olarak diğerlerine bağımlı olmaya devam ettikçe o kişinin kimliğinin unsurlarından biri de sözkonusu bağımlılık ilişkisi olacaktır. Kendi parasını kazanmayan bir genç ekonomik özgürlüğe ancak ebeveynlerinin verdiği harçlık kadar sahip olabilir. Ekonomik açıdan daha fazla özgürleşen bir bireyin de seçim yapacağı alternatifler artacak ve bu seçimleri kişinin kimliğini daha net bir şekilde yansıtabilecektir. Bu gözle bakıldığında kişinin kim olduğunu belirleyen en önemli unsurlardan biri de diğerlerine bağımlı olduğu alanların sayısı ve niteliğidir.

Benzer şekilde kurumlar ve ülkeler de bağımsız oldukları ölçüde özerk bir kimlik kazanabilirler. Bir ülkenin yönetimi altına girildiğinde o ülkenin kimliğinin belirli unsurları da kabul edilmek zorunda kalınır. Örneğin dil, din ve kültürün pek çok öğesi bağımlılıklar çerçevesinde etkileşim içine girer. Dış dünyaya tümüyle kapalı neredeyse hiç bir ülkenin kalmadığı günümüz dünyasında ekonomik ve kültürel bağımlılığın da sınırları genişlemiştir. Yoğun ticaret ve bilgi alışverişi de zamanla kimliklerin sınırlarının netliğinin kaybolmasına yol açmıştır. Ancak bazı alanlarda korumacı yaklaşımlar kimliklerin hayatta kalmasını sağlayabilir. Örneğin, dilin korunması, kültürel alışkanlıkların sürdürülmesi ve toprakların sınırlarının korunması bir ülkenin kimliğinin korunması için temel yapıtaşları olur. Benzer şekilde dış dünyayla yoğun bir etkileşim içinde olan ergenin kimlik unsurları da çevreden etkilenecektir. Doğal olarak kimliğinin unsurlarını en çok etkileşim içinde olduğu sosyal ve kültürel oluşumlardan (okul, mahalle, müzik tarzı, vb) alarak içselleştirecektir. Her ergen kendi özgün kombinasyonunu oluşturacağı için özgün bir kimliğe sahip olacaktır. Öte yandan kimliğin değişmez bazı unsurları da kimliğin süreğenliğini ve bütünselliğini koruma altına alacaktır. Örneğin cinsel kimlik, meslek vb. alanlar görece sabit kimlik alanlarıdır.

Kimliğin çerçevesi oldukça geniş olabilir. Bir kişi aynı zamanda örneğin, bir avukat, bir yüzücü, bir sosyal demokrat, bir Beşiktaşlı, bir yazar, bir baba, bir Kayserili, bir sinemasever, bir Türk, bir müslüman, bir Akdenizli, bir Avrupalı, bir heteroseksüel, bir asker, bir öğretim üyesi, vb. olabilir. Kimliklerin çeşitliliği kişinin özgüvenini genellikle olumlu yönde etkiler. Çok sayıdaki kimliğin çeşitli kombinasyonlarından oluşan bireysel kimlik kendilikle eşdeğer olur. Bazı durumlarda kimliklerin çatışması söz konusu olabilir ve belirli kimlikler ön plana çıkar. Bazı kişilerde kimliğe ait unsurlar çok az sayıdadır ve bu kişiler var olan kimliğe aşırı bir duygusal yükle bağlanabilirler. Bu kimliğin aşağılanması, yok edilmesi onlarda kendi kimliklerinin ve dolayısıyla da varlıklarının yok edilmesi benzeri kaygı ve öfkenin oluşumunu tetikleyebilir. Kendiliğinin sınırları henüz test aşamasında olan ve bütünselliği henüz netleşmemiş olan ergenin içselleştirme çabası içinde olduğu herhangi bir kimliğe yapılan saldırının kendiliğe yapılan saldırıyla eş tutulması ve daha fazla öfke uyandırması anlaşılabilir.

Zamanla netleşen ve tutarlı bir süreğenlik gösteren kendilik dış etkilerden daha az etkilenmeye başlar. Ergen erişkinliğe geçtikçe kendiliğin içindeki kimlik unsurlarının ince ayarlarını yapmaya devam eder. Bu unsurlara katı bir bağlılığın yerini diğer temel kimlik unsurlarının koruması altında bireysel olarak şekillendirilmiş kimlik unsurları alır. Böylelikle fanatikliğin yerini tutarlı ve sağ duyulu bir taraftarlık alır. Ergenlikte sağlıklı bir kendilik ve kimlik gelişiminin oluşması için ergenlik öncesi dönemlerde belirli aşamalardan geçilmiş olmalıdır. Güvenli bir bağlanma ve özdenetim becerileri, uygun bir aile ortamı kendilik ve kimlik gelişimini olumlu yönde destekler.

Kimliğin unsurlarının gelişiminde akranlar ve idoller önemli yer tutar. Özellikle bağlanma sorunları yaşayan, dürtü denetiminde zorlukları olan, ebeveynleri ile ilişkilerinde belirgin çatışmaları olan, öğrenme güçlükleri olan, özgüven sorunları olan, denetimi yetersiz aile ortamında yetişen, güçlülerin güçsüzleri kolaylıkla ezebildiği bir sosyal çevrede yetişen ergenler dışarıdan gelen etkilere daha fazla hassastırlar. Bu gençler kendileri için daha güçlü idoller ararlar ve güçlü olduğunu düşündüğü, diğer bir deyişle başarılı ve itibar gören, isteklerini kolaylıkla elde edebilen kişilerin etki alanına girebilirler. Örneğin, silahlarla, zorbalıkla da olsa istediğini elde eden ve itibar gören bir dizi kahramanını kendisine idol seçebilir. Benzer davranış örüntüsü gösteren akranlarına bağımlılık geliştirebilirler. Bu tür bir gelişim evresi içindeki ergenin kendisine örnek aldığı davranışları sergilemesi sonucunda öngördüğü gibi başarı ve güç elde etmesi, bu davranışların ödüllendirilmesi bu davranışların kalıcılaşmasına ve zamanla da ergenin bütünleşmiş kendilik ve kimlik yapısının unsurları haline gelmesine neden olacaktır. Bu olumsuz gelişim sürecini kırabilmek için ebeveynlerin yapıcı bir denetim ortamı yaratması, gencin özgüvenini destekleyici güçlü yanlarını keşfetmesine rehberlik edilmesi, olumsuz rol modellerle ergenin ilişkisinin kısıtlanması gibi yaklaşımlar yerinde olur.

Bilişsel düzeyde bakıldığında kimlik gelişiminde bireysel hedefler ve motivasyonlar temel bir öneme sahiptir. Örneğin küçük yaşlardan itibaren mimar olmayı kendisine hedef belirleyen bir gencin hangi adımları atması gerektiği, hangi alanlarda kendi gelişimine önem vermesi gerektiği daha net ortaya konabilir. Kimlik gelişimi sürecinde test edilen alanların nicelik ve nitelik olarak çeşitliliği ve bu alanlarda hedef aralığının geniş tutulması, ergenlikteki deneme sürecini zorlaştıracak, enerjinin çok fazla israf edilmesine de yol açabilecektir. Özdeşimlerini sağlıklı bir şekilde kurmuş, bireysel özelliklerinin az çok farkında olan ve bu açıdan gerekli rehberliği alan bir genç bir hedefe giderken daha iyi odaklanmış denemeler yapabilir. Bir alana erkenden yoğunlaşmak kişisel gelişim için daha çok zamana sahip olma fırsatı sunar ve böylelikle özgüven ve kimlik gelişimi desteklenir.

Bir gencin bir hedefe motive olabilmesi için o hedefi içselleştirmesi gerekir. O hedefi içselleştirebilmesi için de o hedefin kendi otonomisiyle belirlendiği duygusunu yaşamaya ihtiyaç duyar. Belki kendisi için çok uygun olsa da, kendisine dayatıldığını düşündüğü hedeflerden kaçınma eğilimi gösterecektir. Bazen bir gencin kendisine sunulan hedefi itiraz etmeden kabul ediyor gibi görünmesi aldatıcı olabilir. Bazen gençler otorite ile çatışmamak için, kendilerine yeterince güvenmediklerinde otoritenin ideallerini ve beklentilerini sahiplenebilirler. Bu gençlerin önemli bir bölümü o hedefi sahiplenmeye çalışsa da, sahiplenmiş gibi görünse de, o hedefin gereklerini yerine getirmede ister istemez pasif bir direnç geliştirebilir ya da otoriteye sürekli bir bağımlılık gösterebilirler.

Sağlıklı bir genç gelecek hakkında konuşma ihtiyacı duyar. Kendi idealleri, planları, korkuları, gerçekleştirmesi zor gibi görünse de ulaşmayı hedefledikleri fikirleri olur. Özellikle işsiz kalma ve uygun eş bulamama ergenliğin son evresinde ön plana çıkan korkular arasında sayılabilir. Gelecek planlarından bahsetmeyen gençler kimlik gelişimlerinde sorun yaşıyor olabilirler. Çoğu gençte görüldüğü gibi başkalarının hedefleri ve desteklerine sırtını dayamak çoğu zaman bir tercih değil zorunluluktur. Gence yeterince sorumluluk verilmemesi, güven duyulduğunun gösterilmemesi ve gencin yaşadığı sorunları kendisinin çözmesi için fırsat vermeksizin ebeveynlerin çözmeye çalışması bu zorunluluk ortamını oluşturabilir. Bir hedef seçiminde otonomi hissedememek kimlik gelişimini daha en başından ketleyebilir. Öte yandan, gencin kendisi için belirlediği hedeflerinin desteklenmemesi ya da uygun ve gerçekçi bir hedefe dönüştürülmesinde yardımcı olunmaması durumunda genç hedefleri ve hedeflerine ulaşma ile ilgili kararsızlıklar ve motivasyon düşüklüğü yaşayabilir. Bazen tümüyle hedefsiz kalabilir. Bu durumda da dışarıdan önerilen hedeflerin aracısı, piyonu, tetikçisi olabilir. Hedefsizlik aynı zamanda depresif bir ruh halini de beraberinde getirir. İnisiyatif alma, karar verme güçleşir. Başkalarına bağımlılık, dolayısıyla da daha erken yaşlardaki gelişim evrelerine gerileme gelişebilir.

Ergenlikte kimlik bocalaması nedir?

Ergenlikte kimlik bocalaması bazı yaklaşımlara göre bir psikiyatrik tanı olarak ele alınsa da, yaygın kanı bu durumun bir psikiyatrik bozukluktan çok döneme özgü bir psikiyatrik belirtiler kümesi olduğudur. Betimleyici yaklaşımlarda, örneğin bir psikiyatrik tanılama sistemi olan DSM-IV’de “depresyon”, “distimi”, “dürtü kontrol bozukluğu” gibi tanılarla daha iyi açıklanabilecek belirtiler, psikodinamik yaklaşımla bakıldığında “kimlik bocalaması” olarak adlandırılabilir. Kimlik bocalaması, kimlik karmaşası ya da kimlik bunalımı olarak da Türkçede yer alabilir. Bu kavram özellikle Erikson’un kuramıyla birlikte psikiyatri literatürüne yerleşmiştir (Dereboy, 1993). Erikson’a göre kimlik duygusunun oluşmuş olmasının dört ölçütü vardır:

1. Bireyin gerçekçi bir yaşam çizgisi belirlemiş olması,

2. Bu yaşam çizgisine yönelmiş olması,

3. Bu çizgiyi tam anlamıyla benimsemiş olması,

4. Bireysel varoluş tarzının, bireye yakın çevresinde ve giderek toplumda tanınma sağlaması.

Erikson’un kuramına göre ergenlik döneminde temel çatışma alanı kimlik duygusu ile kimlik bocalaması karşıtlığıdır. Kimlik bocalaması daha önceki yaş dönemlerinde yaşanan çeşitli çatışmaların izlerini de barındırabilir. Örneğin, ilk aşamadaki güven-güvensizlik karşıtlığı, zamanı kavrama-zaman kargaşası karşıtlığı biçiminde, ikinci aşamadaki özerklik- utanç/şüphe karşıtlığı, kendinden emin olma- kendiyle uğraşma biçiminde, üçüncü aşamadaki girişim-suçluluk duygusu karşıtlığı, rol deneme- rol saplantısı karşıtlığı biçiminde kendini gösterebilir. Kimlik gelişimi sürecinde kimlik bunalımı bir ölçüye kadar normal olarak kabul edilir. Ancak, “kimlik gelişim direnci”, “ters kimlik gelişimi” ya da “hasta kimlik gelişimi” gibi kavramlarla belirtilen kimlik yapılarına yönelim kimlik bocalaması olarak ifade edilmektedir (Dereboy, 1993).

Türkiye’de yapılan ve ergenlerin psikiyatrik belirtileri ve benlik saygıları üzerine kimlik bocalamasının etkilerini araştıran bir çalışmada (Türkbay ve ark.2005), erkek ergenlerde kimlik duygusu, psikiyatrik belirtiler ve benlik saygısı arasındaki ilişkiler araştırılmıştır. Çalışmanın örneklemini yatılı bir erkek meslek lisesinin dokuzuncu, onuncu ve onbirinci sınıflarının öğrencileri oluşturdu. Denekler kimlik bocalaması için Kimlik Duygusu Değerlendirme Aracının (KDDA) kesim puanına göre iki gruba ayrılarak (Grup I < 70 puan, Grup II ? 70 puan), psikiyatrik belirti sıklığı ve benlik saygısı yönünden karşılaştırıldı. Örneklemedeki deneklerin %16.4’unda kimlik bocalaması saptandı. Grup II’deki denekler GrupI’dekilerine oranla anlamı derecede daha yüksek psikiyatrik belirti sıklığına sahipti.


Dr. Koray Karabekiroğlu


En iyi 1024x768 çözünürlükte görüntülenir... Türkçe Anasayfa English Home Page
Bu sitede yer alan yazıların her türlü yayın hakkı Dr. Koray Karabekiroğlu'na ait olup; kendisinden Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre yazılı izin alınmadan söz konusu yazıların herhangi bir bölümü veya tamamı iktibas edilemez veya herhangi bir usul ile çoğaltılamaz. Kaynak göstermek ve bilimsel kurallara riayet edilmek kaydı ile alıntı yapılması mümkündür.

Çocuk ve Hayat üzerine her şey için tıklayın

Web sitesi: Koray Karabekiroglu