Türkçe English

Küreselleşmenin ergenlere etkisi nedir?

Son yıllarda özellikle internetin gelişimi, uydu kanallarının çeşitlenmesi, ülkeler arası yolculukların ve ticaretin artması ile ülkeler arasında yoğun bir kültür alışverişi artışı görülmektedir.

Ekonomik ve teknolojik açıdan güçlü ülkelerin, özellikle de Amerika Birleşik Devletleri’nin diğer ülkeler ve toplumlar üzerindeki ekonomik etkisine paralel olarak kültürel etkileri de belirgin olmaktadır. Örneğin, internetteki sayfaların yaklaşık %85’inin dili İngilizcedir.

Yoğunlaşan etkileşim altkültürlerin zamanla ortadan kalkmasına ve tüm dünyada dil ve kültür benzerliğinin oluşmasına yol açmaktadır. Bu değişimden öncelikli olarak etkilenmesi beklenen ergenlerdir. Bu varsayımla uyumlu olarak, özellikle Batılı devletlerin işgal ettikleri ülkelerde olmak üzere, hemen her ülkede yerel dillerle işgalci dillerin karışımından oluşan bir dile (kreol) rastlamak mümkündür. Öte yandan, kültürel benzeşme sadece tek taraflı değildir.

Artan etkileşim Batılı devletlerin de diğer toplumlardan daha fazla etkilenmesine neden olmuştur. Örneğin, müzikte, dini inanç sistemlerinde, felsefi yaklaşımlarda bunu görmek mümkündür.

Küreselleşmenin çok hızlı gerçekleşmesi toplumlardaki kuşaklar arası farkların çok belirgin olmasına yol açmıştır. Özellikle gelişmesini tamamlamamış (üçüncü dünya ülkelerinde) bu kuşaklar arası kültürel farklar daha dikkat çekici olabilir.

Giyimde, hayat görüşünde, büyüklerle ilişkilerde, boş zaman etkinliklerinde, dini uygulamalarda ortaya çıkabilen çatışmaların önemli bir bölümünde kültürel değişimin izlerine rastlanabilir. Ekonomik açıdan baskın toplumların etkisi altına giren ve onlarla benzeşen bireyler (özellikle ergenler), kimlik gelişimini büyük ölçüde tamamlamış ve daha mühafazakar bir tutum içine girmiş diğer bireylerle (özellikle yaşlılar) ayrışma ve çatışma yaşayabilirler.

Değişim bir ölçüde olumsuz ve dezavantajlı, bir ölçüde de olumlu ve avantajlı sonuçlar doğuracaktır. Örneğin, dilin, kültürün ve dini inanç sistemlerinin temel nitelikleri aşınabilir. Öte yandan, bu değişim süreci tüm kültürlerin üzerinde ortak evrensel değerlerin gelişimi için bir fırsat yaratabilir.

Kültürler arasında yaşanan karşıtlık ve uyumsuzluklar zaman içinde bir uzlaşma doğurmak zorunda kalır. Bu süreç bazen kolay olmaz ve savaşlara bile neden olabilir. Ancak kriz ortamı ve ihtiyaçlar daha üst düzey yaklaşımları doğurabilir. Örneğin, Avrupa Birliği’nin oluşum nedenleri ve amacı bu süreci oldukça iyi ortaya koymaktadır. Çok kanlı savaşların sonunda her bir toplumun ortak çıkarının uzlaşma ve kaynakları ortak kullanma olduğu düşüncesine dayalı olarak kurulan Avrupa Birliği her bir üyesinin yerel kültürüne ve diline de sahip çıkmak ve korumak hedefindedir. Ancak ortak çıkarlar bazı yerel özelliklerin aşınmasına ve zayıflatılmasına yol açabilir. Büyük toplumu oluşturan alt toplumların özgürlüğünü kısıtlayabilir.

Küreselleşmenin ana göstergesi toplumlar arası iletişim ve etkileşimin artışı olsa da, bu sürecin oluşumunun temel nedeni ekonomik ilişkilerdeki artış olmuştur. Özellikle sanayileşme, yeni pazarlara ve ucuz işgücüne ihtiyacı artırmıştır. Bunun sonucu olarak tüm ülkeler sanayileşme, son yıllarda da teknoloji gelişimi sürecinin birer parçası haline gelmiştir. Bu değişimin sonucu olarak da, artan mesleki çeşitlilik ve meslekte uzmanlaşma ihtiyacı okullarda geçen yılların artmasına, evliliğin daha geç gerçekleşmesine, aileye bağımlı olarak geçirilen zamanın uzamasına yol açmıştır (Larson ve Wilson, 2004).

Okumak ve para kazanmak için aile ortamından uzaklara taşınma sıklaşmıştır. Bu göçler kültürel etkileşimi daha da arttırmış ve aile içi kültür çatışmalarını daha da pekiştirmiştir. Örneğin, çalışmak için Almanya’ya giden ailelerin çocukları iki farklı kültür arasında belirgin zorlanmalar yaşamak durumunda kalmıştır. Öte yandan, değişen ekonomik koşullar ve çalışma şartları kırsal kesimden kentlere göçü arttırmış, çocuk sayısını azaltmıştır. Kentlerde yaşam koşulları farklıdır ve kırsal kesimden gelen erişkinlerin bu değişime uyum sağlamaları daha zor olur. Oysa ergenler çok daha hızlı bir şekilde kentin yaşam koşullarını benimserler. Aile içinde kuşaklar arasındaki bu farklılık da birtakım çatışmalara neden olabilir.

Küreselleşmenin en önemli sonuçlarından bir diğeri de birkaç ülke dışında dünyanın hemen her yerinde serbest piyasa ekonomisinin (kapitalizmin) baskın hale gelmesidir. Bu sistem parayı en değerli güç ve statü simgesi olarak gösterir. Tüketime dayalı ekonomik düzenin yaşamaya devam etmesi için tüketimin artması gerekir. Bu nedenle reklam ve pazarlama çok önemlidir. Pazarlama stratejileri de doğal olarak, öncelikle pazarda er alan bireylerin ihtiyaçlarını ve zaaflarını saptamaya çalışır. Ergenler bu açıdan uygun müşterilerdir. Çünkü pek çok yeniliği denemeye en açık grup ergenlerdir.

Paranın en önemli güç sembolü olduğu bir ortamda ergenlerin de özdeşim nesneleri, rol modelleri zenginler olacaktır. Günümüzde meslek seçiminde en öncelikli beklenti ekonomik getiri düzeyinin yüksek olması durumuna gelmiştir. Toplular arası ve toplum içinde farklı ekonomik zenginlik düzeylerinin ortaya çkması, gelir dağılımının adaletsizlemesi sonucunda da hukuk, insan hakları gibi kavramların uygulanmas zorlaşmaktadır.

Bilgi, çalışma, deneyim ve zeka satın alınabilir hale geldikçe, güçlünün güçsüzü ezdği bir dünya düzenine doğru gidiş hızlanmaktadır. Bu süreç toplumsal barışı ve dünya barışını ciddi bir şekilde tehdit eder.

Diğer taraftan serbest piyasa ekonomisinin çok sayıda olumlu özellikleri de vardır. Örneğin, daha çok çalışarak daha çok kazanmak mümkün olur. Tüketilmesi olası unsurların sayısı ve çeşitliliği artar. Rekabet ortamı kalitenin artmasını sağlar. Teknolojik olanaklar zamanla tüm topluma yayılır ve daha ucuza elde edilebilir. Bu ekonomik düzenin sağlıklı etkilerinin görülebilmesi için toplumlar arası dengelerin korunması, rekabet ortamının kurallara bağlanması ve toplumların sosyal politikaları ihmal etmemesi, daha çok iş alanının yaratılması gerekir. Nüfusun planlı ve dengeli bir şekilde denetim içinde olması önemli olur.


Dr. Koray Karabekiroğlu


En iyi 1024x768 çözünürlükte görüntülenir... Türkçe Anasayfa
Bu sitede yer alan yazıların her türlü yayın hakkı Dr. Koray Karabekiroğlu'na ait olup; kendisinden Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre yazılı izin alınmadan söz konusu yazıların herhangi bir bölümü veya tamamı iktibas edilemez veya herhangi bir usul ile çoğaltılamaz. Kaynak göstermek ve bilimsel kurallara riayet edilmek kaydı ile alıntı yapılması mümkündür.

Çocuk ve Hayat üzerine her şey için tıklayın

Web sitesi: Koray Karabekiroglu