Türkçe English

Günümüzün tatminsiz çocukları

Çocukken yazları dışarıda sek sek oynardık, ip atlardık, bisiklet sürerdik ve annelerimiz bizi dışarıdan eve sokmak için oldukça uğraşırdı. Gündüzleri TV bile izlediğimi hatırlamıyorum. Bakkala gitmek için can atardım çünkü bakkala giderken tek tek arkadaşlarımı toplardım ve böylece mini bir sohbet zamanı yaratmış olurduk. Ve bakkaldan ara sıra aldığımız o çikolatalı gofretler bizi mutlu etmeye yeterdi. Kışın kapı önlerinde bazen saatleri bulan konuşmalarımız, yılbaşlarında birbirimize aldığımız o küçük hediyeler, nadiren gidebildiğimiz sinemalar, babamın bazen sürpriz yapıp eve getirdiği kremalı pastalar, şu an bile hatırladıkça çok mutluluk veriyor. Yeni bir spor ayakkabı, yeni bir kot pantolon almanın verdiği heyecanı hâlâ hatırlıyorum. Harçlıklarımı biriktirip aldığım fotoğraf makinesi o zaman benim için dünyanın en değerli şeyiydi, artık güzel anılarımı belgeleyebilecektim ve o makineyi hak etmiştim.

Şimdi çevreme bakıyorum da ne çocuklar mutlu ne de ergenler. Sürekli ailelerinden alınmasını istedikleri bir şeyler var. Alınana kadar büyük mücadeleler veriyorlar, anne-babalarıyla, almaları zorunluymuş gibi kavga ediyorlar ama ya alındıktan sonra… sonra 2-3 gün içinde heyecanları bitiyor, ya rengini beğenmiyorlar ya da aldırdıkları şeyin yeni bir modeli çıkmış oluyor ve eldeki değersizleşiyor. Sonra yine yeni bir istek. İstekler hiç bitmiyor, çocuklar hiç mutlu olmuyor. Ebeveynler çocuklarının neden memnun olmadığını bir türlü anlayamıyor. “İstediği her şeyi aldık her türlü imkânı sağladık, mutlu olması gerekir” diye düşünüyorlar. İşte çocukların tatminsiz olmasının tam da nedeni bu. Her istediklerinin alınması, ya da daha istenmeden her şeyin önlerine serilmesi… Hak etmek yok, beklemek yok, ama heyecan da yok…

Polikliniğe gelen ailelerle konuşurken dikkatimi çekiyor da ebeveynler çocuklarına bir şeyler yaptırmak için sürekli rüşvetler öneriyorlar. Daha doğrusu aile bunun bir ödül olduğunu düşünüyor ama çocuk daha yapması gereken görevi yapmadan alındığı için “ödül” “rüşvet”e dönüşüyor. Sınıfını geçmesi için, not ortalamasını 3’ün üstünde getirmesi için, ödevlerini yapması için ödüller vaat ediliyor. Ödüller giderek büyüyor: 3.sınıfta bisiklet, 4.sınıfta bilgisayar, 5.sınıfta diz üstü bilgisayar… Ortaokulda araba mı alınacak? Ya lise… Peki, çocuğun zaten görevi olan bu gibi şeyler için neden ödül gerekiyor. Sonra da “çocuklarımız tatminsiz” diyoruz. Bu tatminsiz çocukları biz yaratıyoruz maalesef.

Peki ya çocuğun daha çok çalışması, daha mutlu olması için alınan bu teknolojik aletler çocuğa gerçekten ne kadar iyi geliyor? Saatlerce bilgisayar başında oyun oynayan, tüm ailenin bir araya geldiği yemek saatlerinde bile oyunu bırakamayan, arkadaşlarına artık ihtiyaç duymayan, dışarı çıkıp oynamayan çocuklar gelecekte nasıl insanlar olacak?

Belki de artık isteklerini alabilmeleri için hak etmeyi öğrenmeleri gerekiyordur. İstekleri için umutla, heyecanla beklemenin tadına varmaları gerekiyordur. Belki sosyal gelişimleri için daha yararlı olanın, arkadaşlarıyla vakit geçirmek olduğunu öğrenmeleri gerekiyordur.

Lütfen bugünün çocuklarına ve ergenlerine bu şansı tanıyalım…


Dr.Canan TANIDIR


En iyi 1024x768 çözünürlükte görüntülenir... Türkçe Anasayfa English Home Page
Bu sitede yer alan yazıların her türlü yayın hakkı Dr. Koray Karabekiroğlu'na ait olup; kendisinden Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre yazılı izin alınmadan söz konusu yazıların herhangi bir bölümü veya tamamı iktibas edilemez veya herhangi bir usul ile çoğaltılamaz. Kaynak göstermek ve bilimsel kurallara riayet edilmek kaydı ile alıntı yapılması mümkündür.

Çocuk ve Hayat üzerine her şey için tıklayın

Web sitesi: Koray Karabekiroglu