Türkçe English

YEME/ BESLENME İLE İLGİLİ SORULAR

Yemek İstemiyor...

Soru: Oğlum 2 yaşında ve beslenme problemimiz var. Yemek yerken ilk kaşığı her zaman reddediyor, uğraştırıyor. Sonrasında normal devam ediyor. Sizce neden böyle yapıyor olabilir? Asıl sorunumuzsa çiğnemeyi, dişlerini kullanmayı bilmiyor olması. Aç bırakmamı söylediler. Yaptım, fakat ağzında tutuyor, damağına yapıştırıp emiyor, saatlerce bu şekilde duruyor. Sonra çıkartıyor. Yemeğini mama kıvamında yutarak yiyor. Yememesinin altında psikolojik bir şeyler olabilir mi? Nasıl davranmalıyım?

Yanıt: Yemek yedirme konusunda bir başkasından yardım almak, örneğin baba, teyze, an-neanne, komşu, abla gibi bir başkasının 5-10 gün boyunca bu görevi üstlenmesi yardımcı olabi-lir. Gerçekten de sizin belirttiğiniz gibi katı gıda yememeye alıştırmak bu durumu körükleyebi-liyor. Sabırla ve duygusal ifadelerden kaçınarak, durumu eğlenceli hale getirerek yedirebilirsi-niz. Özellikle istemediği ve kısmen tok olduğu zamanlarda “zorlama” durumuna girmemeye ve inadını pekiştirmemeye özen gösterin. Eline kaşık, çatal verebilir; kendi yemeğini kendisi ye-mesi konusunda onu serbest bırakabilirsiniz. Yeme ortamına girerken “bir sorun yaşanacak” ön-yargısını mümkün olduğu kadar uzaklaştırmış olarak yeme seansına başlayın. Amaç, olayı bir güç çatışması haline getirmemek; dikkat edilmesi gereken belki de en önemli nokta bu.

Oğluma Şartlar Sunarak Yemek Yedirmem Onu Nasıl Etkiler?

Soru: 3 yaşında bir oğlum var. Yemek yemesi problemli, çok az yiyor ve çok fazla yemek seçiyor. Hemen hemen her gün onu parka götürüyorum. Bir de portakal suyunu ve çikolatalı sütü çok seviyor. Ben bu 3 şeyi bir şeyler yedirebilmek için kullanıyorum. Mesela “bir dilim ekmeğini yemezsen portakal suyu içmene izin vermeyeceğim” ya da “bir çubuk peynir yersen seni parka götürebilirim”, “zeytin yersen çikolata yiyebilirsin”, “şunu ye öyle dışarı çıkalım”, “bunu ye öyle arabayla gezdireyim” gibi sözleri çok söylüyorum. O zaman yemek zorunda kalı-yor. Böyle şartlar koymam onu nasıl etkiler?

Yanıt: Yemek seçimi konusunda yapıcı bir düzen kurmak bazen çok zor olabilir. Gelişen yeme tarzları çok kalıcı ve dirençli olabilir. Bu tarz, özellikle doğuştan gelen bazı özellikler ne-deniyle, belli gıdalara, belli saatte yemeye yatkınlığa bağlı olsa da eğitim ve alışkanlıklar özel-likle küçük yaşlarda çok fazla önem kazanıyor. İleri yaşlarda yeme, kilo, vitamin vs. problem-leri bu yaşlarda gelişen beslenme alışkanlıklarıyla çok ilişkili. Özellikle çikolata, şekerleme (abur cubur) pek çok açıdan sağlığa zararlı olabilir. Örneğin, şeker dengesi bozulabilir, şeker hastalığı tetiklenebilir, dikkati ve uyku düzeni değişebilir. Çocuğunuza “şartlı yeme ilişkisi sun-mak” hem sizi zorlar hem de belli bir süre sonra bir çıkmaz haline gelebilir. Onun yerine her öğün için (belki bir diyetisyenin de tavsiyesini alarak) iki ya da üç seçenekli gıdalar hazırlanabi-lir. Bu seçenekler oluşturulurken onun fikrini de hesaba katmakta fayda var. Yani sofra saati, düzeni net olur, ona seçenekler sunarsınız. Böylelikle kontrol sizde olsa da seçim ve karar ver-me onda olur. Seçeneklerden herhangi birisini kabul etmiyorsa, onun için ayrı bir yemek hazır-lamayın. Yoksa bu hep böyle gider.

Kızım Kendi Kendini Kusturuyor...

Soru: Kızım 17 ayını bitirdi. Birkaç gündür yatağına yatırdığım halde uyumak istemiyor. Konuşuyor, bize sesleniyor, uzunca bir süre yanına gitmediğim zaman öğürtülerini duyuyorum. Yanına gittiğimde ise gördüğüm manzara çok kötü. Dört parmağı ağzında ve zorla kendisini kusturuyor. Kaç kere böyle yaptı bilemiyorum ama bizim yanımıza geri dönebilmek için yaptı-ğını düşünüyorum. Sizce bu yaştaki bir çocuk bunu akıl edebilir mi? Uykusu olduğu halde uyu-mak istememesi ve kusması normal mi? Biz mi yanlış davranıyoruz? Birkaç gündür devam eden bir soğuk algınlığı var ayrıca 3 tane dişi çıkıyor. Böyle davranmasına bunlar sebep olabilir mi?

Yanıt: Bu yaşta bu ölçüde karmaşık düşünerek (yani sizin yanınıza gelebilmek için vs.) ken-dini kusturacağını sanmıyorum. Ancak her ne olursa olsun kendini kusturması önemli bir sorun olabilir (fizyolojik ya da psikolojik). Söylediğiniz gibi geçirdiği enfeksiyonlar, diş çıkartması boğazında bir rahatsızlık hissi yaratıyor olabilir. Bu hissi azaltmak için bulduğu bir yöntem ola-bileceği gibi, mide suyunun ağzına gelmesi de yattığı yerde rahatsız olup kusmasına neden ola-bilir. Öte yandan, vurguladığınız psikolojik etmenler, yani sizin yanınızda olmak için bu davra-nışı sürdürmesi, zamanla öğrenilmiş bir tutum halini de alabilir. Yani midesinde, boğazında bir sıkıntı olmasa ya da hafif bir sıkıntı olsa da bu durum kusma eylemini pekiştirebilir. Tüm bu olasılıkları değerlendirdiğimizde, bu davranışı halen devam ediyorsa bir çocuk doktoru değer-lendirmesi, o da gerek görürse bir çocuk psikiyatristi değerlendirmesi yerinde olacaktır.

“Yemiycem” Dediğinde Ne Yapabilirim?

Soru: Oğlum 25 aylık. Son bir aydır hırçınlık, inatçılık ve aşırı iştahsızlık yaşıyoruz. Ye-mek yeme işini tamamen inada bindirdi. Tabağı görür görmez, “Yemiycem,” demeye başlıyor. “Peki, yeme,” diyoruz. O zaman, “Yiycem,” diyor ama bir kaşık sonra gene, “Yemiycem,” baş-lıyor. Yemek zamanları benim için bir işkence olmaya başladı. Bu konuda çok okudum ama her yazılan maalesef uygulanamıyor. Bana somut tavsiyeleriniz olabilir mi?

Yanıt: Anne baba çocuk arasındaki ilişkinin en temel özelliklerinden biri, hele 1-4 yaş dö-neminde, “birbirini denemek/test etmektir”. Özellikle izin, uyku, yemek gibi konulardaki kural-larda sorunlar ortaya çıkar. Sizde de sanırım “yemek yeme” çocuğunuz için bir inatlaşma halini almış. Bence öncelikle “yemek yeme” konusuna verdiğiniz önemi daha az gösterebilirsiniz (onun gözünde öyle anlaşılması için). Daha az zamanı bu durumla uğraşarak geçirin. Yani 5 da-kikadan sonra belli bir konuda ikna olmuyorsa, o konu kapansın. Testi o kazanmış gibi hissede-cektir. Bırakın öyle hissetsin. Zamanla siz de bir büyük olduğunuz için (kural koyucu sizsiniz) zaten “yemek yeme” konusunda size ihtiyaç duyduğu anlar olacaktır. O sırada da ona seçenekler sunun. “Ya bunu ya da bunu ye,” gibi, ikisini ya da üçünden birini kabul etmezse yememe seçe-neğini kabul edecektir. Zamanla bu “inatlaşmasından” ve sizi bu konuda test etmekten sıkılacak ve başka konularda test etmeye başlayacaktır. Yememe, yedirememe sorununu

çözmek için şunları yapabilirsiniz:

1. Önce çocuğunuza yedirmek yerine öğün saatlerinde birlikte yemek yiyin. Genelde anneler, önce çocuklarını doyurur, yedirir, sonra kendileri yer. Oysa hem tüm dikkatin çocuğun yemesi üzerine odaklanmasından hem de annenin aç olmasından dolayı bu yöntem hem anne hem de çocuk için zordur. Bunun yerine tüm ailenin birlikte yemek yemesi, hem ebeveynlerin yemek yemesinin çocuk için model-örnek oluşturması hem de öğünle-rin tüm aile bireylerinin bir araya geldiği, birlikte olduğu, mutlu, neşeli sosyal ortamlar haline gelmesi açısından önemlidir.

2. Öğün saatlerinizde kurallarınız olsun. Beslenme zamanları, çocuk için sadece yemek yiyip karnını doyurduğu vakitler değildir. Öğünler, çocuk için bir öğrenme ortamıdır; sosyal kurallara uymak, ilişki kurmak, motor–bilişsel–iletişimsel becerilerini geliştirmek gi-bi. Beslenme saatlerinde ebeveyne düşen görev, çocuğun nerede, ne zaman ve ne yiyece-ğini belirlemektir. Bu yüzden belli saatlerde, hep aynı yerde (mutfakta, masada), çevre-den gelecek dikkat dağıtıcı uyaranların olmadığı (televizyon karşısında ya da oyun oyna-yarak değil!) bir ortamda ebeveynlerinin kendisi için hazırladığı besinleri yiyecektir. Eğer televizyon, oyuncak, ebeveynlerin dil dökmesi gibi odaklanmayı olumsuz etkileyen faktörler varsa, çocuğunuzun yemek yemeye odaklanması bozulabilir. Bu yüzden oyun saat-leriyle beslenme saatlerinin birbirinden ayrılması gerekir. Dikkat dağıtıcı yöntemler baş-langıçta işe yarar gibi görünse de ilerleyen dönemde çocuğunuzun beslenmesini kendisi-nin kontrol etmesi zorlaşacaktır. Zaten bu yöntemler de bir müddet sonra işe yaramamaya başlayacaktır. Öğün saatlerinin ne kadar olacağının bilinmesi gerek ebeveyn gerekse çocuk için çok yardımcı olacaktır. Böylece her iki taraf da yemeğin ne zaman biteceğini bilecektir. Öğün saatleri için ideal süre 15-20 dakikadır. Bundan daha kısa sürede çocuk yemeği bitiremeyebilir. Daha uzun süre ise çocuk için sıkıcı olur ve yemeye karşı daha reddedici olur. Bes-leneceği yerin ve kullandığı aletlerin çocuğun gelişim dönemine uygun olması gerekir. Hafif ve küçük aletlerin kullanılması, oturduğu yerin (sandalye, mama sandalyesi) masaya uzanmasını sağlayacak yükseklikte olması daha uygundur. Ebeveynlerin bu konuda yaptı-ğı hatalardan biri, ‘yeter ki yesin’ düşüncesiyle, yemek yerinin ve saatlerinin çocuğun isteğine göre belirlenmesidir. Çoğu anne, “daha rahat yiyor” diye televizyon karşısında, özellikle de müzik kanallarını açıp yemek yedirir. Bu yöntem çocuğun yemek konusunda kontrol geliştirmesini engelleyecek, ileri yaşlarda da bu alışkanlığın devam etmesini sağ-layacaktır. Ayrıca ‘ne isterse’ o besini önermek (köfte, patates kızartması), çocuğun tat duyusunun gelişimini engelleyerek, besinler karşısında seçici davranmasına ve besin tercihlerinin kısıtlı–sınırlı olmasına yol açacaktır. Bunun yerine sessiz, dikkat dağıtan nesne-lerin olmadığı ve çocuğun yemeye odaklandığı bir ortamda yemek yemesi, hem ne yediğini fark etmesini sağlar hem de yemek konusunda kendi kontrolünün gelişmesine katkıda bulunur. Ayrıca tadını bilmediği ya da tercih etmediği yemekleri (özellikle sebze yemekleri), tercih ettiği-sevdiği yemeklerden önce sunmak, çocuğun yiyeceklerin tadını tanımasını ve yediği besinlerin çeşitlenmesini sağlar.

3. Çocuğunuzun açlık duygusunun gelişmesine yardımcı olun. Gün boyunca istediği za-man yemek yerse açlık duygusunu öğrenemeyecek, besleyiciliği az ama karın doyuran yi-yeceklerle midesini dolduracak (cipsler, meyve suları, bisküviler), böylece de öğün zamanlarında yemek istemeyecektir. Çocuğunuzun acıkma ve doyma hissine güvenmeniz gerekir. Çünkü çocukların yiyebildiği miktar erişkinlerinkinden farklılık gösterir. Çocu-ğun, sizin kafanızdaki miktardan ziyade kendi yiyebildiği miktarda yemesi daha önemli-dir. Zira sizin istediğiniz miktarı yemesi için zorlamanız ya da korkutarak yedirmeniz ye-rine (döverim, seni sevmem, annen olmam, evden giderim) acıktığı için yemesi gerekir. Unutulmaması gereken başka bir nokta da çocuğunuzun iştahının her öğünde aynı olma-yacağıdır. Çocuğunun yediği miktarı yakından gözleyen ebeveynler, bir öğünde yemediği takdirde diğer öğünde daha fazla yiyerek denge sağladıklarını belirtmektedir. Son olarak, çocuğunuzun kilosuyla, yediği miktarla ilgili komşularınızın ya da akrabalarınızın eleşti-rilerine kulak asmayın.

Oğlum Ne Yiyor Ne de Uyuyor…

Soru: 12 aylık bir oğlum var. Gündüz neşeli bir çocuk ve herhangi bir sağlık problemi de yok. Sorunum çocuğumun beslenmesi ve uykusuyla ilgili. Onu beslemek tamamen bir işkence oldu. Bu zamana kadar bütün yemekleri oyuncaklarla ve ilginç eşyalarla yedirdim. Aç bırakmayı denedim ama iki kaşık yiyor ve yine yememeye başlıyor. Bir diğer sorunumuz da gece uyku-suyla ilişkili. Sürekli uyanıyor. 5 dakikada 10 dakikada bir uyandığı bile oluyor. Gözü kapalı ağlıyor. Ya suyla ya da emzikle ikna etmeye çalışıyorum. Kesinlikle yanıma almıyorum. Çok aşırı ağlarsa kucağımda sakinleştirmeye çalışıyorum. Sonra yine yerine yatırıyorum. Doktora götürdüm ve gece terörü olduğunu söyledi. Bize Atarax diye bir şurup verdi, kullandım ama hiçbir faydasını göremedim. Bir haftadan sonra kullanmayı bıraktım. Ne yapmam lazım?

Yanıt: Yemek ve uyku problemleri bu dönem çocuklarında en sık görülen psikiyatrik so-runlar arasında yer alıyor. Öncelikle, bu sorunlar belirgin olarak son zamanlarda ortaya çıktıy-sa, genel bir tıbbi inceleme faydalı olabilir. Basit bir enfeksiyon bile belirgin davranış değişikliklerine neden olabilir. Eğer bir iki aydır varsa ve belirgin tıbbi bir sorun yoksa, psikiyatrik bir yaklaşım iyi olabilir. Gittiğiniz doktor durumu gece terörü olarak nitelendirmiş, gece terörüne yönelik uygun bir tedavi önermiş. Dediğim gibi bu yaşta bu şekilde görülen sıkıntıların devam etmesi, başka psikiyatrik, psikolojik durumların belirtisi anlamına gelebilir (duygulanım, dürtü kontrolü, dikkat ya da ilişkisel bir takım nedenler vs.). Genel anlamda duyusal süreçleri ayarlama problemleri tarif ediyorsunuz. Bütün bu nedenlerle bence genel bir çocuk psikiyatrisi değerlendirmesi faydalı olabilir. Çünkü günlük yatış kalkış, yemek saatleri vs. ve ilişkisel tüm aktivitelerin gözden geçirilmesi ve bir plan dahilinde önerilerde bulunulması gerekebilir. Anlat-tıklarınız genel anlamda temel yaşamsal işlevlerle ilişkili sistemle, yani uyku, yeme ile ilgili be-lirtiler. “Düzenleyici”, “dengeleyici” beyin işlevlerinin henüz tam olarak gelişmediğini gösteriyor. Ancak bu alandaki gelişim (uyku–uyanıklık, dikkat, duygudurum düzenlemesi) çok büyük bir oranda genetik olarak belirlenir. Sizin yaptıklarınız sorunu pekiştirebilir ya da olmayan so-runu “var” gibi gösterebilir. Özellikle 2-3 yaş dönemlerinde görülen bu belirtiler, anneyle inatlaşma, anneye bağlanma ve ayrılıkla ilgili sorunlar genellikle 4 yaşlarında bir miktar duruluyor. Bazen annenin ayrılma kaygıları, depresif duygudurumu, çocuğun dikkat, uyku ve iştah denetiminin gelişimini geciktirebilecek yapısal özellikleri, çocuğun çalışan anneyle bir arada olabilme yolu olarak bu ilişki tarzını öğrenmesi gibi pek çok seçenek de akla gelebiliyor. Dik-kat gelişimi açısından desteğe de ihtiyacınız olabilir. Tüm bu nedenlerle şikâyetlerin sürmesi durumunda bir çocuk psikiyatristine başvurmalısınız.


Dr. Koray Karabekiroğlu


En iyi 1024x768 çözünürlükte görüntülenir... Türkçe Anasayfa English Home Page
Bu sitede yer alan yazıların her türlü yayın hakkı Dr. Koray Karabekiroğlu'na ait olup; kendisinden Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre yazılı izin alınmadan söz konusu yazıların herhangi bir bölümü veya tamamı iktibas edilemez veya herhangi bir usul ile çoğaltılamaz. Kaynak göstermek ve bilimsel kurallara riayet edilmek kaydı ile alıntı yapılması mümkündür.

Çocuk ve Hayat üzerine her şey için tıklayın

Web sitesi: Koray Karabekiroglu