Türkçe English

Zihinsel ve Bilişsel Gelişim

Piaget’nin bilişsel gelişim kuramı neleri içerir?

Jean Piaget “çocuk düşünce biçimi” üzerine çalıştı. Piaget’ye göre çocuk, dünyanın pasif alıcısı değildir. Bilgiyi kazanmada aktif bir role sâhiptir. Piaget, bilişsel gelişimi, biyolojik ilişkilerle açıklamıştır. Piaget’ye göre gelişim, kalıtım ve çevrenin etkileşiminin bir sonucudur. Bilişsel gelişimi etkileyen ilkeleri de şöyle belirlemektedir: (1) olgunlaşma, (2) yaşantı, (3) uyum, (4) örgütleme ve (5) dengeleme.

Piaget’nin bilişsel gelişim kuramına göre zekâ, organizmanın çevreye etkin bir şekilde uyum sağlamasına yardım eder. Her canlı yaşayabilmek için kendine en uygun koşulları bulmaya çalışır. Bunu gerçekleştiren temel etken de onun zekâsıdır. ‘Şema’ olarak adlandırdığı kavram ise yeni gelen bilginin yerleştirileceği bir çerçevedir. Bilişsel yapılar ya da şemalar yoluyla birey çevresine uyum sağlar ve çevreyi organize eder. Piaget, vücudun yaşamını sürdürmesi için yapıları olduğu gibi zihninde yapıları olduğuna inanmaktadır. Yapılar, sürekli olarak olgunlaşma ve yaşantı kazanma etkileşimi sonucunda değişir, yeniden organize edilirler. Bir yaş çocuğunun şemaları ya da yapıları, dört yaş çocuğunun yapılarından farklılık gösterir. Çocuk bilişsel gelişim açısından olduğu kadar diğer fiziksel ve psikososyal gelişim açısından da sürekli olarak uyum sağlamak durumundadır. Uyumun iki yönü vardır: (1) özümleme (assimilation) ve (2) düzenleme (accomodation).

Özümleme, bireyin, kendinde varolan bilişsel yapılarla çevresine uyumunu sağlayan bilişsel bir süreçtir. Çocuğun karşılaştığı yeni bir olayı, fikri, objeyi, kendisinde daha önceden varolan bilişsel yapı içine alması sürecidir. Yeni obje, olay, durumları anlamak, bilmek için varolan yapıların yeniden şekillendirilmesi, biçimlendirilmesi de gerekmektedir. Mevcut şemayı yeni durumlara, objelere, olaylara göre yeniden biçimlendirme sürecine “düzenleme” adı verilmektedir. Her yaşantı özümleme ve düzenlemeyi kapsar. Eğer mevcut bilişsel yapılar, yeni durumlara cevap vermek için uygun ise özümleme yapılır. İlk yaşantılar, son yaşantılara göre daha çok düzenleme içerir. Daha sonra yaşantılar birikerek bilişsel yapıların çoğalması ile, yetişkinler daha çok özümleme daha az düzenleme yapabilir hale gelebilirler. Dengeleme ise bireyin özümleme ve düzenleme yoluyla uyum sağlayarak dinamik bir dengeye ulaşması sürecidir. Denge durumu durağan (statik) değildir. Ortaya çıkan yeni uyarıcılarla bireyin denge durumu bozulur. Bu dengesizlik, özümleme ve düzenleme yoluyla giderilir ve yeni bir denge durumu sağlanır. Öğrenme, büyük ölçüde organizmanın denge durumunun bozulmasına ve dengenin, yeniden daha üst düzeye kurulmasına bağlıdır. En üst düzeyde gelişim, özümleme ve düzenleme dinamik bir dengede olduğu zaman gerçekleşir.

Piaget’nin bilişsel gelişim teorisine göre bilişsel gelişim basamakları nelerdir?

İsviçreli psikolog Jean Piaget, uzun yıllar süren gözlemleri sonucu çocukların dünya üzerine düşünme ve akıl yürütme yeteneklerinin, çocuklar olgunlaştıkça nasıl farklı bir evreler dizisinden geçtiği üzerine bir kuram geliştirmiştir. Piaget’ e göre bilişsel gelişim 4 evrede gerçekleşir:

1) Duyusal-Motor Evre: Bu evre, 0-2 yaş arasını kapsar. Bu evreye duyusal-motor evre denmesinin nedeni; motor faaliyet ile algı arasındaki yakın ilişkiden kaynaklanır. Bu evrede çocuk kendini dış dünyadaki nesnelerden ayırt etmeyi öğrenir (ellerinin vücudun bir parçası olduğunu, karyola parmaklığının ise bir parçası olmadığı gibi). Bu dönemde gelişen diğer bir özellik nesne kalıcılığıdır. İlk başlarda nesne görsel alan içindeyken vardır. Nesne görsel alan dışına çıktığında bebek yokmuş gibi davranır. Yaklaşık 10. aydan sonra bebek görsel alanın dışına çıkan nesneyi aktif olarak arar. Ancak bu arayış kısıtlıdır. Bebek bir yerde saklanan oyuncağı ard arda getirmeyi başarırsa nesne yeni bir yere saklansa dahi eski noktaya bakmaya devam eder. Ancak 1 yaşına geldiğinde bir nesneyi daha önceki denemelerde ne olduğundan bağımsız olarak en son kaybolduğunu gördüğü noktada arar. Bu durum bebeğin dış nesnece olayların iç temsilcilerini geliştirmeye başladığının göstergesidir. Bu iç temsil süreci kavram ve dil gelişiminin başlangıcıdır.

Bu dönemde bebekler çevreyi duyu organları ile öğrenirler ve çevre üzerindeki manipulasyonları ile motor işlevlerinde kontrol kazanmaya başlarlar. Dönem sonunda “Nesne sürekliliği” gelişir. Bu dönem de kendi içinde 6 alt devre biçiminde incelenir.

  • Duyusal motor alt dönem-1 (Doğum-2 ay): Dış dünya ile etkileşimini ve onun düzenlenmesini doğuştan getirdiği motor ve duyusal refleksleri ile yapar.

  • Duyusal motor alt dönem-2 (2-5 aylar): Birincil sirküler tepki dönemidir. Kendi bedeninin etkinliklerini beş duyusu ile düzenler. Göremediği alanlardan uyaran beklemez, merak göstermeye başlar.

  • Duyusal motor alt dönem-3 (5-9 aylar): İkincil sirküler tepki dönemidir. Çevreden yeni uyaranlar arayışı içinde olup hem çevreyi değiştirmek, hem de kendi davranışının sonucunu merak ederek eylem başlatır. Amaçlı davranışlar başlar.

  • Duyusal motor alt dönem-4 (9 ay-1 yaş): Nesne sürekliliğinin gelişmesinin ön belirtileri görülür. Nesnenin kendi dışında da var olabileceği düşüncesi belirmeye başlar. Taklit başlar.

  • Duyusal motor alt dönem-5 (1-1.5 yaşlar): Tersiyer sirküler tepki dönemidir. Yeni deneyimler arar, kendine özgü ilgi çekici davranışlar yaratır.

  • Duyusal motor alt dönem-6 (1.5-2 yaşlar): Sembolik düşünce oluşur, olaylar ve nesnelerin sembolik tasarımlarını kullanır. Sebep-sonuç ilişkisini kurmaya başlar. Bir nesne yardımı ile diğerine ulaşmaya çalışır. Nesne sürekliliği kazanılmıştır.

    Duyusal motor dönemdeki öğrenmeler gittikçe artan ve gelişen şemalarla olur. Nesne sürekliliğinin kazanılması artık bir sonraki döneme geçişe hazır oluşun işaretidir.

    2) İşlem Öncesi Evre: Bu evre 2-7 yaş arasını kapsar. Dili kullanmayı ve nesneleri imgelerle, kelimelerle temsil etmeyi öğrenir. (bir değneği atmış gibi kullanma ) bu döneme işlem öncesi evre denmesinin nedeni çocuğun henüz bazı kuralları ve işlemleri anlayamıyor olmasından kaynaklanıyor. İşlem: Bilgiyi dönüştürmek için sabit zihinsel bir yoldur ve tersine çevrilebilir. Her işlemin mantıksal bir karşıtı vardır. Örneğin: 3’ ün karesini aldığımızda 9 elde ederiz. Bu bir işlemdir. Çünkü tersine çevrilebilir. 9’ un karekökünü aldığımızda 3’ ü elde ederiz. İşlem öncesi evrede çocuğun bu tür kuralları anlayışı zayıftır ya da yoktur. Örnek: Tüm kırmızı küpleri şekillerine bakmadan ya da tüm kare küpleri rengine bakmadan gruplandırabilir.

    Bu dönemde çocuk dilini geliştirmiş ve sembol kullanımı gelişerek artmıştır. Sebep-sonuç ilişkisini mantığa dayandırmadan, görünür koşullara göre kurar, anlık düşünce işleyişi vardır. Kavrama basit ve sınırlıdır. Nesneleri adlandırır, fakat sınıflayamaz, olayları mantık yoluyla birleştiremez. Bu dönemdeki çocuklar yakınları tarafından bencil olarak tanımlanırlar. Nedeni ise görüş ve değerlendiriş açılarının çok sınırlı olmasıdır. Başkasının açısından göremezler ve davranışlarını başkaları için değiştiremezler. Bu dönemin diğer önemli özelliklerinden biri fenomenolojik nedenselliğin (örneğin, kötü düşünceler kazaya neden olur) ve animistik düşüncenin (örneğin, hareket eden her şey canlıdır) varlığıdır.

    3) Somut İşlemsel Evre: 7-12 yaş arasını kapsar. Bu işleme somut işlemsel evre denmesinin nedeni çocuğun artık işlemleri anlayabilmesidir. Çocuklar soyut terimler kullanmalarına karşın bunu yalnızca somut nesneler ile ilişkisi içinde yaparlar. Sayı-kütle-ağırlık-korunumu kavramları elde edilir. Yani bir maddenin şekli değiştirildiğinde ya da madde parçalara bölündüğünde değişmeyeceği bir nesne kümesinin toplam ağırlığı nesneler nasıl yerleştirilirse yerleştirilsin değişmeyeceği, sıvıların miktarı bir kaptan şekli başka olan bir kaba döküldüğünde değişmeyeceği bu dönemde öğrenilir. Bu evrede nesneler birden fazla özelliğe göre sınıflandırılabilir ve onları tek bir boyuta göre sıraya sokabilir (ör, boy sırası).

    Çocuk artık nicel olan, gerçek olan ve algılayabildiği şeylerle düşünür ve eyleme geçer. Ben merkezci düşüncenin yerini artık işlevsel düşünce almıştır. Yani çocuk kendi dışındaki şeylere de gittikçe genişleyen bir açı ile bakmaya başlar ve bir başkasının görüş açısından görmeye başlar. Kısıtlı da olsa mantıklı düşünce başlar. Belirli özelliklerine göre artık gruplandırma yapabilir. İki özellik arasında nedensellik kurar ve sonuca varır. Bu dönemdeki çocuklar artık kuralların nedenini kavrayabilirler ve uyarlar. Değer yargılarını anlar ve kendi değer yargılarını geliştirmeye başlar. Bu dönemin diğer özellikleri ise; tersine çevrilebilirlik, dönüşümsellik ve korunum kavramlarının gelişmesidir.

    4) Soyut İşlemsel Evre: 12 yaş ve yukarısını kapsar. Bu evrede soyut önermeler üzerinde mantıksal olarak düşünebilir ve hipotezleri sistematik olarak test edebilir. Bu döneme kadar düşünce tarzı tümevarıma dayalıyken bu dönemden sonra düşünce tarzına tümdengelim eklenir. Piaget, çocuğun bir aşamadan diğerine daha önceki aşamadaki düşünce tarzı yetersiz kaldığı ve çevresine uyum yapabilmek için zorlandığı zaman geçtiğini belirtir. Eğer çevreye uyumunda somut operasyon evresindeki düşünce tarzı yeterliyse formel operasyon aşamasındaki düşünce tarzına geçmesi gerekmez. Bilimsel düşüncenin ve mantıksal konuşmanın son derece önemli olduğu batı uygarlığında dahi yetersizliklerinin ancak % 60’nın tüm formel operasyonları geliştirebildiği tahmin edilmektedir.

    Bu dönemde genç; soyut düşünme, nedenselliği görme ve kavramları tanımlayabilme yeteneklerine kavuşur ve geliştirir. Düşünce soyut, sistemli ve mantıklı olmaya başlar. Sembol kullanımı gelişerek artar. Dönemin diğer iki özelliği ise düşüncede birleştirme ve yer değiştirmelerin yapılabilmesidir. Soyut düşüncenin gelişmesinin diğer kanıtları gencin bu dönemde felsefe, din, politika ve etikle ilgilenmesidir.

    KAYNAKLAR

    Lewis M (2002). Child and Adolescent Psychiatry. A Comprehensive Textbook.. 3..Ed:. Lippincott Williams & Wilkins, Philadelphia, USA

    Sadock BJ, Sadock VA, Jones RM (2003). Comprehensive Textbook of Psychiatry. Seventh edition. Lippincott Williams & Wilkins. Philedelphia.


    Dr. Koray Karabekiroğlu


  • En iyi 1024x768 çözünürlükte görüntülenir... Türkçe Anasayfa English Home Page
    Bu sitede yer alan yazıların her türlü yayın hakkı Dr. Koray Karabekiroğlu'na ait olup; kendisinden Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre yazılı izin alınmadan söz konusu yazıların herhangi bir bölümü veya tamamı iktibas edilemez veya herhangi bir usul ile çoğaltılamaz. Kaynak göstermek ve bilimsel kurallara riayet edilmek kaydı ile alıntı yapılması mümkündür.

    Çocuk ve Hayat üzerine her şey için tıklayın

    Web sitesi: Koray Karabekiroglu